DOLAR 39.91 ₺
EURO 47.05 ₺
G.ALTIN 4,274.95 ₺
Ç.ALTIN 6,950.38 ₺
BTC 107,890.50 $
ETH 2,509.55 $
BİST 10,275.75

    İsrail, yardım almak isteyen Gazzelileri "Açlık Oyunları"na nasıl zorluyor?

    SiyasetDünyaÇeviri Haberler
    Yayınlama: 5 Temmuz 2025 Cumartesi 19:20 Kaynak: Haber Merkezi

    İsrail, Filistinlilere yaşamak istiyorlarsa bir koli yiyecek için canlarını ortaya koymaktan başka seçenek bırakmadı.

    İsrail, yardım almak isteyen Gazzelileri "Açlık Oyunları"na nasıl zorluyor?

    Gazze Şeridi'nde 26 Mayıs'ta İsrail destekli yeni bir yardım dağıtım sistemi faaliyete geçtiğinden beri, 600'den fazla Filistinli küçük bir koli yardım almak isterken öldürüldü, yüzlercesi ise kurşun ve şarapnel yaralarıyla yaralandı.

    Popüler Gazete'nin, Hala Naci'nin Al Majalla için kaleme aldığı analizden aktardığına göre Filistinliler artık bu merkezlere 'ölüm tuzakları' diyor.

    İsrail tankları namlularını yardım almak için kilometrelerce yol yürüyen Filistinlilere doğrultmuşken, SİHA'lar da tepelerinde dolaşıyor.

    İsrail ablukasından önce, Gazze Şeridi'nin dört bir yanına dağılmış 400'den fazla yardım dağıtım noktası vardı.

    Ancak şu an, ABD'li bir yetkili tarafından yönetilen yeni Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) ile yalnızca bir kaç noktada dağıtım yapılıyor.

    BM'nin yardım dağıtımı

    Gazze'de yiyecek aramak, her zaman ölüm riskini göze almak anlamına gelmiyordu.

    Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), 1949'dan bu yana hem işgal altındaki topraklarda, hem de diasporada Filistinli mültecilere yardım, sağlık ve eğitim hizmetleri sağladı.

    Gazze Şeridi'nde, 2007'de Hamas'ın bölgenin yönetimini üstlenmesinden sonra uygulanan ablukadan sonra, UNRWA ve diğer uluslararası örgütler, İsrail'in sert kısıtlamalarına rağmen Gazze'deki Filistinlilerin temel ihtiyaçlarını karşılıyordu.

    İsrail ile Hamas arasında dört savaşın yaşandığı 2008-2022 yılları arasında, UNRWA ve diğer kurumlar planlara göre yardım teslimatlarını sağladı.

    7 Ekim 2023 olaylarının ardından, İsrail'in kara işgali dahil yoğun saldırıları, nüfusun çoğunun kitlesel olarak yerinden edilmesine ve Gazze'nin iç güvenliği ve düzeninde bir çöküşe yol açtı.

    UNRWA, diğer insani yardım kuruluşları ve Gazze'deki personelleri büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı.

    Yardım operasyonları sekteye uğradı, Gazze'deki uluslararası insani yardım kuurluşlarının rolü azaltıldı.

    UNRWA'nın faaliyetleri askıya alındı ​​ve İsrail ordusu yardımları engelleyen kapsamlı ablukalar uyguladı. 

    Yeni GHF sistemi

    2025'in başlarında, İsrail ve ABD'nin desteğiyle Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF), biyometrik izleme sistemleri ve silahlı güvenliğin olduğu merkezler aracılığıyla yardımların dağıtımını denetlemek için kuruldu.

    GHF bağımsız olarak yardım tedarik etmiyor. Bunun yerine UNRWA, Dünya Gıda Programı (WFP) ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) gibi uluslararası yardım kuruluşlarının yanı sıra ABD, Avrupa ve Arap hükümetlerini içeren bağışçılara güveniyor.

    Vakfın odak noktası dağıtım sürecini yönetmek. Ancak standart insani yardım yöntemlerinden farklı olarak, yardım dağıtımını alıcıların fiziksel veya davranışsal özelliklerine dayalı katı bir dijital biyometrik sistem üzerinden yöneterek insani olmayan bir yaklaşım benimsiyor.

    Merkezler, koridorlardaki güvenlik kameraları tarafından yakalanan iris tarama ve yüz görüntülerini kullanarak insanları tanımlıyor, kayıt altına alıyor ve yardıma veya belirtilen yerlere girişe erişim izni veriyor.

    Bu, GHF'nin isim, fotoğraf, konum ve hareket takibi dahil olmak üzere her potansiyel yardım alıcısının dijital bir veritabanını oluşturmasını sağlıyor.

    Bu, Gazze sakinleri üzerinde bir başka gözetim biçimi ve güvenlik kontrolü dayatması olarak görülüyor.

    Savaştan kaynaklanan yerinden edilmelerinden yararlanarak onurları zedeleniyor ve mahremiyetleri ihlal ediliyor.

    Birçok kişi bu veritabanının cezalandırma veya şantaj gibi insani olmayan amaçlar için kullanılabileceğinden endişe ediyor.

    UNRWA ve WFP'nin aksine GHF, Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) doğrudan denetimi altında değil.

    Bu nedenle aynı düzeyde denetimden yoksun. Bunun yerine, İsrail ve ABD kanalları aracılığıyla koordinasyon sağlıyor.

    Yeni güvenlik standartları gıdaya erişimi belirliyor ve böylece insani yardımın temel amacını baltalıyor.

    Dağıtım noktaları ölüm tuzağı

    GHF tarafından işletilen dağıtım noktaları, başka bir ölüm ve aşağılanma biçimi haline geldi.

    'Ölüm tuzakları' artık Gazze'de yerinden edilmiş ve aç bırakılmış insanlara yardım sağlamak için tasarlanmış bu koridorları ve merkezleri tanımlamak için yaygın olarak kullanılan bir terim.

    İnsanlar açlıktan ölmezlerse, kurşunlarla veya çıkan izdihamla ölüyor. 

    Gazze'de gıda tedarik zincirleri çöktü, tarım ve sağlık tesisleri yok edildi ve nüfus artık sistematik bir kıtlıkla karşı karşıya.

    Gazze'nin sosyal ve insani yapısını parçalamayı amaçlayan İsrail, Filistinlilere yaşamak istiyorlarsa bir koli yiyecek için canlarını ortaya koymaktan başka seçenek bırakmadı. Bu, gerçek hayattan bir "Açlık Oyunları" dayatan kasıtlı bir politikadır.

    Merkezlere meydan okumak

    GHF, Refah'taki Marwah, Han Yunus'taki Şakuş ve Salahaddin Caddesi boyunca yer alan Netzarim merkezi olmak üzere üç dağıtım merkezi işletiyor.

    Han Yunus'taki Şakuş, Gazze'nin en tehlikeli yerlerinden biri. Sadece Gazze'yi ikiye bölen İsrail ordusunun kuzey-güney ekseninde yer almakla kalmıyor, ayrıca yakınlarda çok sayıda İsrail askeri mevzisi var.

    Öte yandan, 1977'de kurulan aynı isimli eski bir Yahudi yerleşim yerinin kalıntıları üzerinde bir diğer 'ölüm tuzağı' Netzarim merkezi de var.

    Gazze Şehri'ne yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Yardım arayanlar merkeze ulaşmak için üç tehlikeli rotadan birini izlemek zorunda.

    Tamamen açıkta olduğundan, tanklar ve SİHA'lar tarafından sıkı İsrail gözetimine tabi.

    Üst üste travma

    Yiyecek aramak için Netzarim'e gidenler bu çileden fiziksel olarak sağ çıksalar da, zihinsel olarak yara alıyor.

    İsrail askerlerinin açtığı ateş ve tank ateşi sonucu ölüm veya yaralanmalara tanık olmak, birbirini ezmek, merkezlerin güvenlik koridorlarında şiddet, 'haydut' saldırıları ve karaborsa avcıları gibi çeşitli aşamalarda büyük travmalar yaşanıyor.

    Görgü tanıkları, İsrail ordusunun makineli tüfekler, tanklar ve SİHA'larla doğrudan ateş ettiğini, hiçbir uyarı veya güvenli alan olmadığını anlattı.

    Büyük gruplara aniden açılan ateş sonucu panikle kaçmaya çalışanlar ezilme tehlikesi yaratıyor. Küçük bir tökezleme, yaşam ve ölüm arasındaki fark olabiliyor.

    Hayatta kalanlar yardımların "atıldığı" açık bir meydana giriyor. Oraya insanlar akın ediyor, yardımları "kapabilmek" için boğuşuyor ve mücadele veriyor.

    Silahlı haydutlar

    Bu engeli aşan kişiler, dönüş yolunda yardımlara el koyduğu iddia edilen Yaser Ebu Şebab liderliğindeki silahlı grupla karşı karşıya kalıyor.

    Haydutlardan kurtulanlar, kriz fırsatçılarının beklediği, yardımı çok düşük bir ücrete veya aşağılayıcı ve zorlayıcı bir şekilde almayı teklif ettiği bir bölgeye varıyor.

    Sonuç olarak, insanlar bir korunma biçimi olarak gruplar halinde yolculuk ediyor.

    Ölümle burun buruna olmalarına rağmen, binlerce kişi hala her gün açlığa yenik düşmemek için hayatlarını riske atarak oraya gitmek zorunda kalıyor.

    Gıda kolileri, un, pirinç, yağ, şeker gibi temel ihtiyaçları içeriyor. Kriz fırsatçıları, yerinden edilmiş ailelerin mali olarak erişemeyeceği şişirilmiş fiyatlara bunları satmaya çalışıyor.

    Bu şekilde, yardım artık bir insani yardım can simidi değil, acımasız bir karaborsaya tabi bir meta olarak görülüyor.

    GHF merkezlerine gitmeye genelde gençler cesaret ediyor. Fiziksel dayanıklılıkları, hayatta kalma olasılıklarını artırıyor. Yolculuğu yapanlar, dönüşlerinin belirsiz olduğunu bilseler de ailelerini veya küçük kardeşlerini beslemenin tek geçerli yolu bu.

    Cinsel istismar

    Kadınlar, zarar görme olasılıklarının daha düşük olduğuna dair yanlış bir varsayımla genellikle bu tehlikeli bölgeye itiliyor.

    Ancak onlar da söz konusu çeteler tarafından fiziksel olarak taciz ediliyor, şantaj yapılıyor veya soyuluyorlar.

    Ancak yardım arayanlar arasında en yürek parçalayıcı grup, yaşadıkları zorluklar nedeniyle "erken yaşlanan" çocuklar oluyor.

    Birçok çocuk ailelerin yükünü omuzlayarak, sadece açlığı savuşturmak için zayıf vücutlarıyla acımasız bir yolculuğa çıkıyor.

    Dağıtım merkezlerinde, sadece hayatta kalmak için itme, bağırma, küfür etme, çalma ve sopalarla veya bıçaklarla kavga etme gibi eylemlere kolayca dahil olabiliyorlar.

    Yardım bir silah

    İsrail destekli GHF, yardımları ayrımcı dağıtım yoluyla davranışsal manipülasyon ve kolektif cezalandırma mekanizmasına dönüştürdü.

    Çok sayıda kişi, bazı insanların belirli rotalar, izleme protokolleri ve giriş saatleri içeren önceden düzenlenmiş sistemler aracılığıyla yardım aldığını öne sürüyor.

    Bazı kişilerin kalabalıktan önce dağıtım merkezlerine girdiği ve denetim veya şiddete maruz kalmadan çıktığı görülüyor. Bu da yardımın burada işbirliği veya casusluk için bir ödül olarak işlev gördüğüne dair şüpheyi artırıyor.

    Gazze'deki yardım tartışması, özünde, hayat üzerinde kimin hakimiyeti var, kimin öleceğine ve kimin kırıntıları alacağına kimin karar vereceğine ilişkin bir güç savaşı.

    Uluslararası hukuka göre, insani yardım savaş zamanlarında evrensel olarak tanınan, koşulsuz bir haktır. Ancak Gazze'de yasa yok, güvenli bölge yok, sadece hayatta kalma, vahşet, öğrenilmiş kurnazlık ve teslimiyet var.

    Teslimiyet de, artık ölüm tuzaklarına göğüs germeye devam edecek enerjiniz olmadığında gerçekleşiyor.

    BENZER HABER
    İlk Yorumu Sen Yaz
    code