DOLAR 40.05 ₺
EURO 47.06 ₺
G.ALTIN 4,249.17 ₺
Ç.ALTIN 6,971.10 ₺
BTC 107,671.59 $
ETH 2,525.01 $
BİST 9,998.20

    Hizbullah'a büyük darbe vuran İsrail, Hamas karşısında neden hezimete uğruyor?

    SiyasetDünyaÇeviri Haberler
    Yayınlama: 8 Temmuz 2025 Salı 19:00 Kaynak: Haber Merkezi

    İsrail ordusu Hizbullah’a zaman zaman ciddi darbeler vurabiliyor ama Hamas karşısında kalıcı bir zafer elde edememesinin birkaç temel nedeni var.

    Hizbullah'a büyük darbe vuran İsrail, Hamas karşısında neden hezimete uğruyor?

    İsrail'in Ekim 2023'ten beri Gazze'de devam eden savaşı, yedek asker sistemi üzerinde ağır bir yük oluşturuyor, siyasi gerginliğe neden oluyor, ekonomiye zarar veriyor ve ayrıca İsrail halkının savaşa karşı tepkisini artırıyor.

    Popüler Gazete'nin Elie Klutstein imzalı analizden aktardığına göre, Hizbullah’a zaman zaman ciddi darbeler vuran İsrail ordusunun, Hamas karşısında kalıcı bir zafer elde edememesinin birkaç temel nedeni var.

    Peki, Orta Doğu'nun en güçlü örgütlerinden biri olarak kabul edilen Hizbullah'a büyük darbe vuran İsrail, Gazze'deki Hamas'ı nasıl sarsamıyor? 

    Zafer mi, tehdidi ortadan kaldırmak mı?

    Gazze'deki savaş ile Hizbullah'a karşı yürütülen operasyon arasında coğrafi konumlar, hedefler, uluslararası baskı ve İsrail'deki iç siyaset gibi farklar bulunuyor.

    Öncelikle İsrail, Hizbullah'a karşı savaşa uzun yıllar hazırlandı. Bir bakıma, İkinci Lübnan Savaşı'nda aldığı dersleri içselleştirdikten sonra tekrar bir çatışma için zemin hazırlamaya başladı.

    Bu amaçla karmaşık senaryolar oluşturdu, istihbarat sistemleri kurdu, operasyonel planlar hazırladı.

    Öte yandan Hamas, her zaman kısa vadeli operasyonun yürütüleceği, kontrol altına alınacak ve ateşkese yol açacak anlaşmalara varılacak bir düşman olarak algılandı.

    Hizbullah, organize bir ordu gibi inşa edildi. Bu nedenle yerlerini ve hedeflerini, silah depolarını ve stratejik varlıklarını belirlemek daha kolay ve elbette bu, onlara saldırmak için planlar oluşturmayı sağlıyor.

    Hizbullah daha konvansiyonel ve merkezi bir yapıya sahip, bu da hedef alınmasını kolaylaştırıyor.

    Öte yandan Hamas, düzenli bir ordu değil. Gerilla taktikleri ve meskun mahal savaşlarıyla hareket ediyor. 

    Hamas tüneller, yeraltı üsleri ve gizli silah depolarını içeren bir yapı oluşturdu. Bu da, onu vurmayı çok daha zorlaştırıyor.

    Ayrıca küçük hücre yapılarıyla çalışıyor, lider kadrosu hayatını kaybetse bile yerlerine hızla yenileri geçebiliyor.

    Coğrafi farklar

    Gazze Şeridi ile Hizbullah'ın bulunduğu Lübnan'ın güneyi arasındaki bir diğer büyük fark, coğrafi özelliklerle ilgili.

    Gazze son derece yoğun nüfuslu ve karmaşık bir yerleşim alanı. Burada konvansiyonel bir zafer kazanmak neredeyse imkansız.

    Hamas, bölge halkı arasında belirli bir meşruiyete sahip. İsrail’in saldırıları, halkın Hamas ile daha da kenetlenmesine yol açıyor.

    Ayrıca Gazze, güneyden Mısır sınırıyla bir tarafı kapatılmış dar, kapalı bir bölge. Kahire liderliği, kitlesel Filistin göçüne karşı çıkıyor. Bu nedenle Gazze sakinlerinin kaçacak hiçbir yeri yok.

    Ancak bu izolasyon, aynı zamanda Hamas’ın dış müdahalelere karşı daha dirençli hale gelmesini sağlıyor.

    Öte yandan Lübnan'da, ülkenin güneyindeki sakinler kuzeye taşındı ve güvenli yerlere gitti ve böylece İsrail'in bombardımanları veya karadan girişlerden kaçınabildiler.

    Bu nedenle, Gazze'de öldürülen sivillerin sayısı, Lübnan'daki sakinlerden ölçülemeyecek kadar fazla.

    Hedefler farklı

    Hamas ve Hizbullah'a karşı yürütülen iki savaş arasındaki bir diğer önemli fark, İsrail'in koyduğu hedeflerle ilgili.

    İsrail ordusu, Lübnan'da Hizbullah'ı ortadan kaldırmaya çalışmadı, sadece sınır bölgesinden geri püskürtmeye ve tehdit oluşturma yeteneğini engellemeye çalıştı.

    Bu hedef, nihayetinde Lübnan'ın güneyini kontrolünü ele geçirmek veya orada uzun süre kalmaya çalışmak değildi ve ateşkes sonrasında bile, İsrail sınır boyunca yalnızca beş stratejik noktada kalmayı planladı.

    Ancak Gazze'de durum farklı. İsrail, Hamas'a karşı "mutlak zafer" elde etmeyi hedefliyor.

    Bu, hareketi silahsızlandırmayı, onu aktif bir savaş gücü olarak ortadan kaldırmayı, komutanlarını öldürmeyi veya Gazze'den sürgün edilmeyi kabul etmeleri için baskı yapılmasını içeriyor.

    Siyasi ve diplomatik mücadele

    İsrail'in Hizbullah'a karşı yürüttüğü savaş, Lübnan'daki siyasi dengeyi bozdu.

    Savaş aslında Lübnan'da güçlü bir toplumsal değişimi tetikledi ve bunun sonunda belki de devlet kurumlarının Hizbullah'ı silahsızlandırmayı başarması mümkün olabilir.

    Gazze'de ise durum çok farklı. Filistin Yönetimi, İsrail hükümetinin gözünde Gazze'yi yönetmek için uygun bir seçenek olarak görülmüyor.

    Hamas, ister perde arkasında ister açıkça olsun, Gazze üzerindeki kontrolünü gevşetmeyi kabul etmiyor.

    Kabul etse bile Hamas’ın yerine kim geçecek? İsrail bu soruya net bir cevap veremiyor.

    Gazze’de oluşacak bir yönetim boşluğu, çok daha kaotik aktörlerin yükselmesine yol açabilir.

    Uluslararası baskılar

    Bir diğer konu da İsrail'e uygulanan uluslararası baskıyla ilgili.

    İsrail hükümeti, insani yardımlara izin vermemesinin yanı sıra çoğu çocuk ve kadın onbinlerce sivili katletmesi nedeniyle uluslararası toplum tarafından büyük tepki görüyor.

    Hizbullah ise diğer ülkelerin pek ilgisini çekmiyor. İsrail ile olan savaşı olumlu karşılanmıyor ve sonu Lübnan'a yıkım getirmek olan bir mücadele olarak algılanıyor. 

    Filistin mücadelesi ise dünyada bir "meşruiyet" kazandı.

    Bu bağlamda İrlanda, Norveç ve İspanya resmen bir Filistin devletinin tanındığını duyurdu.

    Aynı zamanda Fransa, İngiltere ve Kanada, Gazze'deki saldırılara devam etmesi halinde İsrail'i yaptırımlarla tehdit etti.

    Öte yandan, İsrail'de Hizbullah ile siyasi bir çözüme ulaşma çağrısı yapan hiçbir hareket yok.

    İsrail’e yönelik soykırım suçlamaları ve uluslararası mahkeme baskısı, Gazze'de operasyonel alanını daraltıyor.

    Rehine meselesi

    Hamas, İsrailli siviller ve askerleri rehine olarak alırken, bunun İsrail'in eylem seçenekleri üzerindeki etkilerini çok iyi biliyordu.

    Örneğin operasyonel boyutta bu, İsrail ordusunun, rehinelerin tutulduğu Gazze'de serbestçe hareket etmekte özgür olmadığı anlamına geliyor.

    İsrail'de askeri ve siyasi liderler arasında, "Hamas'ı yok etmek veya rehineleri kurtarmak" hedeflerinden hangisine öncelik verileceği konusunda anlaşmazlık var.

    Bu ikilem, ülkedeki kamuoyu ve liderler arasında baskı yaratıyor.

    İsrail toplumunda Hizbullah'a karşı savaşı durdurmak için büyük bir hareket yoktu, ancak Gazze için durum böyle değil.

    İsrail toplumunun geniş kesimi, savaşa devam etmek yerine rehineleri kurtarmanın önemli olduğuna inanıyor.

    Bu amaçla hemen hemen her gün, İsrail'deki birçok şehirde ateşkes yapılması ve Netanyahu'nun istifası talebiyle büyük gösteriler düzenleniyor.

    Sonuç olarak İsrail ordusu Hamas’ı askeri olarak zorlayabiliyor ama tamamen yok edemiyor.

    Bu bir “orduya karşı savaş” değil, bir halk hareketine karşı mücadele. Hamas, sadece bir askeri örgüt değil, aynı zamanda siyasi ve ideolojik bir yapı.

    İsrail liderleri her ne kadar Hamas'a karşı "zafer kazandıklarını" ilan etseler de, mevcut şartlarda buna ulaşmaları mümkün görünmüyor.

     

     

    İlk Yorumu Sen Yaz
    code