Boomer kuşağı, 2. Dünya Savaşı'nın ardından yaklaşık 1946-1964 yılları arasında doğan büyük bir nesil olarak biliniyor.
ABD tarihindeki en önemli olaylardan bazılarını bu kuşak, 1960’ların sonlarında ABD’de Vietnam Savaşı’na karşı düzenlenen öğrenci protestolarında sokaklara döküldü.
1968’de Paris’te başlayan öğrenci ayaklanmaları, Boomer kuşağının öncülüğünde tüm Fransa’ya yayıldı.
ABD'de 1970’te Kent State Üniversitesi’nde savaş karşıtı gösterilere katılan bazı Boomer öğrenciler polis tarafından vurularak öldürüldü, bu olay toplumsal öfkeyi artırdı.
Aynı dönemlerde Almanya’da RAF (Kızıl Ordu Fraksiyonu) gibi radikal sol gruplar, Boomer kuşağı içinden çıkan gençlerce kuruldu.
Birçok ülkede, özellikle savaştan dönen gazilerin aile kurduğu ABD ve Kanada’da nüfusu giderek artan Boomer’lar toplumlarının gelişiminde önemli bir rol oynadı.
Irk ve cinsiyet ayrışmaları
ABD ve diğer ülkelerdeki Baby Boomers kuşağı, 1970’lerde ırk ve cinsiyet temelli ayrışmalarla bölünmüştü.
Benzer ayrımlar Z Kuşağı’nda da gözlemleniyor. En belirgin kırılma noktası ise cinsiyet.
Birçok araştırma, bu kuşaktaki erkekler ile kadınlar arasında derin görüş ayrılıkları bulunduğunu ortaya koyuyor.
30 ülkeyi kapsayan geniş çaplı bir çalışma, Z Kuşağı erkekleri ile kadınları arasında 2. Dünya Savaşı sonrası tüm kuşaklardan daha büyük bir cinsiyet uçurumu olduğunu belirledi.
Bu uçurum, feminizme destek, erkeklerin çocuk bakımında rol almasının “erkeklik” algısıyla ilişkisi ve toplumsal cinsiyet eşitliği çabalarının aşırıya kaçıp kaçmadığı gibi konularda ciddi anlaşmazlıklara yol açtı.

