Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Los Angeles merkezli Jewish Journal dergisine verdiği röportajda Şam'ın İsrail'le gelecekteki ilişkisini değerlendirdi.
ABD'li gazeteci Jonathan Bass, Şam'daki Halk Sarayı'nda gerçekleştirilen röportaja başlarken, "Birçok Suriyeli, Cumhurbaşkanı Şara'yı bir devrimci olarak değil, savaştan bitkin düşmüş ve kimliği parçalanmış bir ulusu yeniden inşa edebilecek onarıcı bir lider olarak görüyor" ifadelerini kullandı.
Bass, Suriyeli liderin siyasi tutukluların serbest bırakılmasını emrettiğini, sürgüne gönderilen veya susturulan muhalif gruplarla diyalog başlattığını ve Suriye'nin kötü şöhretli güvenlik aygıtını reform etme sözü verdiğini hatırlattı.
Aynı zamanda Şara'nın, DNA veri tabanları oluşturarak geçmişteki vahşetlerden sorumlu olanların hesap vermesi için adım attığını, adli tıp teknolojisi ve ekipmanı sağlamak amacıyla ABD ile ortaklık kurmanın gerekli olduğunu kabul ettiğini vurguladı.
Şara ise röportajın başında mevcut duruma değinerek, "Biz harabelerden daha fazlasını miras aldık. Travma, güvensizlik ve yorgunluk miras aldık. Ama aynı zamanda umut da miras aldık. Kırılgan, ama gerçek bir umut" diye konuştu.
Kucaklayıcı mesajlar veren Şara, "Eğer sadece ben konuşuyorsam, Suriye hiçbir şey öğrenmemiş demektir. Tüm sesleri diyalog masasına davet ediyoruz. Laik, dindar, kabileci, akademik, kırsal ve kentsel. Devlet artık başkalarına dikte etmekten çok, onları dinlemeli" diye ekledi.
Şara, Suriyelilerin şu anda en çok neye ihtiyaç duyduğu sorulduğunda tereddütsüz şu cevabı verdi:
"Artık mesele ideoloji değil. İnsanlara kalmak, yaşamak ve inanmak için bir sebep vermekle ilgili. İş sahibi olan her genç, radikalizm riskine karşı daha fazla korunmuş olacaktır. Okuldaki her çocuk, geleceğin sesidir."
Bölgesel yatırımcılarla ortaklıkların, ülkeye geri dönenlere küçük işletme hibeleri sağlanmasının ve savaştan başka bir şey görmemiş gençlere mesleki eğitim vermenin önemini vurgulayan Şara, "İstikrarlı bir Suriye söylemlerle, sloganlarla değil, eylemlerle inşa edilecektir. Tedarik zincirlerini yeniden inşa edeceğiz. Suriye yeniden ticaret ve alışveriş merkezi haline gelecek" dedi.
Söz konusu röportajda İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarına değinen Şara, “Net olmak istiyorum. Bitmeyen kısasa kısas bombardıman dönemi sona ermeli. Hiçbir ülke, semalarında korkunun hüküm sürdüğü bir ortamda refaha kavuşamaz” ifadelerini kullandı.
Suriyeli lider, İsrail ile ortak düşmanları olduğunu söyleyerek, "Bölgesel güvenlikte önemli bir rol oynayabiliriz" diyerek, İsrail ile diyaloğa açık olduğunu da belirtti.
İsrail ile hemen normalleşme çağrısı yapmaktan kaçınan Şara, yine de uluslararası hukuk ve egemenlik temelinde gelecekteki müzakerelere açık olduğunun sinyali vererek şunları söyledi:
“Barış, korkuyla değil, karşılıklı saygıyla kazanılır. Dürüstlük ve birlikte yaşamanın net bir yol olduğu yerlerde masaya otururuz, daha azına ise yaklaşmayız" ifadelerini kullandı.
Şara ayrıca, 1974 tarihli Suriye-İsrail Ayrışma Anlaşması ilkelerinin yeniden canlandırılmasını desteklediğini belirterek, bunun “karşılıklı itidal ve Suriye'nin güneyi ve Golan Tepeleri'ndeki sivillerin korunması” açısından bir çerçeve sunabileceğini söyledi.
Şara, Suriye'deki Dürzi nüfusuna da değinerek, "Suriyeli Dürziler birer piyon değil. Onlar vatandaşlarımız. Tarihsel olarak köklü, sadık ve yasalar çerçevesinde her türlü korumayı hak eden insanlardır. Onların güvenliği pazarlık konusu değil" diye ekledi.
Röportajında, bu ay başında Riyad’da görüştüğü ABD Başkanı Donald Trump’a övgüde bulunan Şara, ABD Başkanı hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Medya onu nasıl gösterirse göstersin, ben onu bir barış adamı olarak görüyorum. Aynı düşmanın ateşine maruz kaldık. Trump, nüfuz, güç ve sonuç kavramlarının ne anlama geldiğini biliyor. Suriye'nin diyaloğu yeniden başlatabilecek dürüst bir arabulucuya ihtiyacı var. Bölgede istikrara ve ABD ile müttefiklerinin güvenliğine katkı sağlayacak bir mutabakat ihtimali varsa, bu diyaloğa girmeye hazırım. Bu bölgeyi düzeltebilecek ve bizi adım adım bir araya getirebilecek tek kişi odur."
Şara ayrıca, "ABD'nin yönetimde, yolsuzlukla mücadelede, dürüstlük ve bütünlüğe dayalı kurumlar inşa etmede bizimle ortaklık kurmasını istiyoruz" diye konuştu.
Şara röportajın sonunda, Trump’ın meşhur sloganını (Amerikayı Yeniden Harika Yap) kullanarak, kendi vizyonunun da “Suriye’yi yeniden harika yapmak” olduğunu söyledi.
Suriye yönetimine gelme konusunda ısrarlı olmadığını söyleyen Şara, "Bunu kabul ettim, çünkü Suriye artık yeni bir sayfa açmalı. Ben de ülkenin yeniden parçalanmasını izlemektense, başkalarıyla birlikte tarihin yazılmasına yardım etmeyi tercih ettim. Başarmaktan başka seçeneğimiz yok. Suriye'yi tekrar harika yapmalıyız" dedi.
ABD'li gazeteci Jonathan Bass röportajın sonunda Şara hakkında, "Radikallerle olan geçmişi, onu Suriye'yi içeriden savunma yeteneğine kavuşturdu. Bu ülkenin gerçek geleceğini yönlendirme ve etkileme yeteneğine sahip olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Bass son olarak, "Halkının ve bölgenin geleceğini inşa etmek, Suriye'nin karanlıktan çıkıp dünya masasında hak ettiği yeri almasını istiyor. Bunu ancak zaman gösterecek" diye ekledi.