ABD ile Nijerya arasındaki açıklama farklılıkları sahadaki tabloyu daha da tartışmalı hale getirdi.
ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Nijerya’nın kuzeybatısında IŞİD’e karşı “güçlü ve ölümcül” bir operasyon başlatıldığını duyurdu.
Trump, IŞİD’i “terörist pislik” olarak nitelendirerek, örgütü özellikle masum Hristiyanları hedef almak ve acımasızca öldürmekle suçladı.
Trump'ın, Nijerya'yı "Hristiyanlara yönelik katliamlar" gerekçesiyle hedef alması, Nijeryalılar tarafından tepkiyle karşılandı.
Popüler Gazete'nin Şeyh Muhammed imzalı analizden aktardığına göre saldırıların ayrıntıları ve Sokoto’nun neden hedef seçildiği belirsizliğini koruyor.
Zira Nijerya’daki radikal örgütlerin ana kaleleri geleneksel olarak ülkenin kuzeydoğusunda yoğunlaşırken, kuzeybatının bu ölçekte bir ABD operasyonuna sahne olması soru işaretlerini artırdı
ABD ve Nijerya hedefin “IŞİD” olduğu konusunda mutabık görünse de, sahada tam olarak kimin ya da neyin vurulduğuna dair net bilgi paylaşılmadı.
Bu tabloyu açıklığa kavuşturmak amacıyla Nijerya Cumhurbaşkanı Bola Tinubu’nun sözcüsü Daniel Bwala, ABD hava saldırılarının Sahel bölgesinden gelen ve Lakurawa adlı yerel silahlı grup ile haydut çeteleriyle işbirliği yapan IŞİD militanlarını hedef aldığını söyledi.
Bwala, IŞİD’in Sahel üzerinden Nijerya’ya sızmak için Lakurawa ve haydut ağlarını kullandığını, bu yapılara ekipman ve eğitim sağladığını ifade etti.
Enformasyon Bakanı Muhammed İdris de saldırıların “Sahel koridoru üzerinden Nijerya’ya sızmaya çalışan IŞİD unsurlarına” yönelik olduğunu açıkladı.
Ancak sahadaki yerel dinamikler bu resmi anlatıyla birebir örtüşmüyor.
Nijerya basınından Premium Times, Sokoto eyaletinin terör örgütlerinden ziyade uzun süredir haydutluk ve çete faaliyetlerinden muzdarip olduğunu yazdı.
Haberde, ABD saldırılarının, yerel liderlerin 2017’den bu yana haydutlara karşı denge unsuru olarak kullandığı Lakurawa grubunu hedef almış olabileceği öne sürüldü.
Ağırlıklı olarak Müslüman nüfusa sahip Sokoto’da Lakurawa, alkol ve müziği yasakladı, çobanlardan vergi topladı ve ardından Nijer sınırındaki askeri mevzilere saldırılar düzenledi.
Bu süreç, Nijerya ve Nijer’in 2018’de ortak devriyelere başlamasına yol açtı. Ancak 2023’te Nijer’de yaşanan askeri darbe ve ortak devriyelerin sona ermesi, grubun daha da cesurlaşmasına neden oldu.
Lakurawa faaliyetlerini Kebbi eyaletine doğru genişletti, polis karakollarını ve yerel işletmeleri hedef aldı.
Bu silahlı grubun yarattığı tehlikeye rağmen, dış bağlantıları konusunda hala büyük şüpheler mevcut.
Birçok uzman onu sadece paralı askerler ve haydutlardan oluşan bir grup olarak görürken, IŞİD ve El Kaide ile ilişkisi konusunda görüş ayrılıkları var.
West Point Üniversitesi'nde yapılan bir çalışma, Lakurawa'nın El Kaide ile özellikle de Mali merkezli Cemaat Nusret el İslam vel Müslimin (CNIM) grubuyla bağlantılı olduğunu bildirdi.
Bazı uzmanlar, grubun IŞİD bağlantısına dair somut kanıt görmediklerini de ekledi.
ABD’nin vurduğunu açıkladığı bölgelerde yaşayan birçok yerel sakin, saldırılara şaşırdıklarını dile getirdi.
AFP’ye konuşan Haruna Kalh, bölgenin hiçbir zaman silahlı grupların kalesi olmadığını söyledi.
Diğer kaynaklar, füzelerin boş tarlalara düştüğünü, can kaybı yaşanmadığını ve enkazın şiddetten görece uzak Jabu köyünde görüldüğünü aktardı.
Nijerya televizyonlarında yayınlanan görüntülerde de tarım arazilerinde yanmış metal parçaları dikkat çekti.
Buna karşın Nijerya makamları, hedef alınan alanların “Nijerya’ya sızan yabancı IŞİD unsurları için toplanma ve hazırlık bölgeleri” olduğunu savundu.
Yine de bazı Nijeryalı analistler, Boko Haram’ın tarihsel olarak çok daha aktif olduğu Borno gibi eyaletler dururken, Sokoto’nun seçilmesini sorguladı.
Güvenlik analisti Mustafa Jimbo’ya göre Sokoto, terörizmden ziyade haydutlukla anılan, Hristiyan nüfusun son derece sınırlı olduğu, tarihsel ve dini açıdan sembolik bir merkez.
Sokoto, 1804’te kurulan ve 19. yüzyılda Batı Afrika’nın en etkili siyasi-dini yapılarından biri haline gelen Sokoto Halifeliği’nin kalbi olarak görülüyor.
Bu sembolik arka plan, saldırıların dini boyutuna dair tartışmaları da tetikledi.
Nijeryalılar, Trump’ın saldırıyı Noel dönemine denk getirmesini de bu bağlamda yorumlarken, Nijerya Dışişleri Bakanı Yusuf Tuggar, ABD operasyonlarının herhangi bir dini anlam taşıdığı iddialarını kesin bir dille reddetti.
Sonuç olarak, ABD’nin Sokoto’daki hava saldırıları yalnızca IŞİD’le mücadele başlığı altında değerlendirilemeyecek kadar karmaşık bir tablo ortaya koyuyor.
Sahadaki yerel güç dengeleri, Lakurawa gibi gri alan aktörleri, El Kaide–IŞİD rekabeti ve dini-siyasi sembolizm, operasyonun arka planını bulanıklaştırıyor.
Washington’un “terörle mücadele” söylemi ile Nijerya’nın iç güvenlik gerçekliği arasındaki bu uyumsuzluk giderilmediği sürece, Sokoto saldırıları hem bölgesel güvenlik hem de ABD-Afrika ilişkileri açısından tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.