İsrail ordusu, 7 Ekim 2023'te yaşananlara ilişkin yürütülen soruşturmada ulaşılan sonuçları basınla paylaştı.
Hamas öncülüğünde düzenlenen Aksa Tufanı Operasyonu'nun öncesi ve sırasında yapılan bir dizi hatayı araştıran soruşturma sonucunda, ordunun saldırıyı önlemede "tamamen başarısız" olduğu kabul edildi.
Hamas ve diğer silahlı Filistinli örgütlerin düzenlediği operasyonda toplam 1.139 kişi öldü, yaklaşık 250 kişi de rehin alındı.
Popüler Gazete'nin İsrail medyasından aktardığı habere göre 19 sayfalık raporda, ordunun "İsrailli sivilleri koruma görevini yerine getiremediği" sonucuna varıldı.
Söz konusu raporda, Hamas'ın yıllar süren planlamanın ardından "son derece koordineli" bir saldırı gerçekleştirdiğine de dikkat çekildi.
Ayrıca Hamas'ın oluşturduğu risk konusunda geçmişten gelen yanlış anlamalar, bir saldırının uyarı işaretlerini kabul etmeme ve ordunun bir yanıt koordine etmedeki yetersizliği ayrıntılarıyla anlatıldı.
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'teki birçok başarısızlığını ortaya koyan rapor, siyasi başarısızlıklara yönelik benzer soruşturmalar geçiren Başbakan Binyamin Netanyahu ve sağcı koalisyonu tarafından defalarca engellendi.
Söz konusu raporda, ordunun Hamas'a ilişkin on yıllardır "temel bir yanlış anlama" içinde olduğu, bu nedenle üst düzey askeri yetkililerin grubun yetenekleri ve niyetlerini hafife aldığı vurgulandı.
Rapora göre İsrailli askeri yetkililer, Hamas'ın önemli bir tehdit oluşturmadığına ve büyük çaplı bir savaş istemediğine inandı.
Ayrıca Hamas'ın tünel ağlarının önemli ölçüde zayıfladığını ve sınır ötesi herhangi bir tehdidin İsrail'in ileri teknolojileri tarafından kolayca engellenebileceğini varsaydı.
Hamas üyelerinin alışılmadık faaliyetleri gibi gelen birçok uyarı işaretlerine rağmen, İsrailli yetkililer, grubun Gazze'de yönetimi sürdürmeye odaklandığını ve büyük çaplı bir kara harekatı yerine sadece füzelerle İsrail'e saldıracağını düşündü.
Rapora göre aynı zamanda Hamas lideri Yahya Sinvar da yanlış değerlendirildi ve onun da "daha kapsamlı bir savaşla ilgilenmediği" varsayıldı.
İsrail ordusunun raporunda, operasyondan önceki saatlerde bir saldırının yakın olduğuna dair çeşitli belirtilerin görmezden gelindiği veya yanlış yorumlandığı belirtildi.
Saldırıdan önceki akşam, birkaç kadın asker, komutanlarını sınır boyunca olağandışı bir aktivite olduğu konusunda uyardı.
Ayrıca, görevliler Hamas üyelerinin elinde olduğu bilinen İsrail SIM kartlarının toplu aktivasyonunu ve Hamas'ın füze konuşlandırmasında şüpheli hareketler olduğunu bildirdi.
Ancak komutanlar bu uyarılar yerine Hamas'ın yalnızca askeri tatbikat yürüttüğüne dair "işaretlere" güvenmeyi tercih etti.
Hamas'ın böyle bir operasyonu 2016'da düşünmeye başladığı belirtilen raporda, "Ancak İsrail istihbarat teşkilatı, Mayıs 2021'de Gazze'de 232 kişinin öldürülmesiyle sonuçlanan ayaklanmaya verilen yanıt nedeniyle Hamas'ın caydırıldığına inanarak, bu tür raporları -gerçek dışı- olarak kabul edip reddetti" denildi.
Rapora göre İsrail ordusu o zamandan beri Hamas'ın saldırı başlatmaya Nisan 2022 gibi erken bir tarihte karar verdiğini fark etti. O yılın Eylül ayına kadar Hamas yüzde 85 oranında böyle bir operasyona hazırdı ve Mayıs 2023'te ise tarih olarak 7 Ekim'i belirledi.
Soruşturmayı yürüten uzmanlar, ordunun saldırıya hazırlıksız yakalandığını ve birliklerin konuşlandırılmasının önemli ölçüde geciktiğini, bunun da Filistinli grup üyelerinin herhangi bir direnişle karşılaşmadan ilerlemesine olanak tanıdığını tespit etti.
Aynı zamanda Hamas üyelerinin sayısıyla ilgili değerlendirmelerin de hedeften uzak olduğu, olası saldırının ölçeğinin de büyük ölçüde hafife alındığı görüldü.
Ancak Hamas ve diğer silahlı Filistinli örgütlerden 5 bin silahlı kişi sınırı üç dalga halinde geçti. Bunlar yaklaşık 4 bin füze ve 57 insansız hava aracıyla da desteklendi.
Sonuç olarak, İsrail'in 700'den biraz fazla askerden oluşan Gazze Tümeni yenilgiye uğradı ve saatlerce o halde bekledi.
Askeri liderler ise operasyona yönelik müdahalelerini koordine ederken bundan habersizdi.
Gazze Tümeni, ancak saat 12:00 civarında takviye birliklerin gelmeye başlamasıyla operasyona başladı.
Raporda ayrıca İsrail Hava Kuvvetleri'nin Hamas üyeleri ile İsrailli siviller arasında ayrım yapmakta zorlandığı belirtildi.
Raporda ayrıntılara girilmemesine rağmen, ordunun bazı İsraillileri dost ateşiyle öldürdüğü de kabul edildi.
Soruşturmacılar, saldırıyla eş zamanlı olarak çok sayıda uçağın, saldırı altındaki sivilleri ve askerleri korumak yerine Gazze'deki üst düzey Hamas komutanlarının evlerine yöneldiğini de tespit etti.
İsrail merkezli Haaretz gazetesine göre İsrail ordusu, Hamas'ın operasyonu sırasında ne pahasına olursa olsun rehine vermemek için gerektiğinde kendi sivillerinin de öldürülmesini öngören Hannibal Protokolü'nü uyguladı.
Rapora göre bazı savaş uçağı pilotları bu emre uyma konusunda isteksiz davrandı, hatta sivilleri vurma endişesiyle bazen ateş etmekten kaçındı.
Ancak daha sonra yapılan araştırmalar, Hannibal Protokolü'nün uygulanması sonucu çok sayıda İsrailli sivilin öldürüldüğünü ortaya koydu.
Örneğin rapora göre Efrat Katz adlı bir kadın, Hamas üyeleri tarafından Gazze'ye götürülürken açılan helikopter ateşiyle öldü.
Öte yandan, Kibbutz Be'eri'de bir İsrail tankı, bir düzineden fazla rehinenin tutulduğu bir eve saldırdı. Bu evde sadece iki İsrailli hayatta kalabildi.
Saldırı öncesinde, Filistinli grupların artan faaliyetleri ve istihbarat raporları gibi temel uyarılar ya göz ardı edildi ya da yanlış yorumlandı.
İsrail ordusunun değerlendirmeleri saldırının ölçeğini küçümsedi, komutanlar arasındaki iletişim ve istihbarat paylaşımının zayıf olması başarısızlığa katkıda bulundu.
İsrail ordusu, Hamas öncülüğündeki saldırıya yanıt vermekte ve takviye güç göndermekte çok geç kaldı.
Ordunun raporunun haricinde, hükümetin saldırı öncesi ve sırasındaki eylemlerine ilişkin benzer bir soruşturma yapılmadı.