DOLAR 39.59 ₺
EURO 45.67 ₺
G.ALTIN 4,345.98 ₺
Ç.ALTIN 7,149.51 ₺
BTC 105,128.85 $
ETH 2,525.39 $
BİST 9,311.88
    SON DAKİKA

    Husiler İran'a destek vermek için İsrail'i doğrudan hedef alır mı?

    SiyasetDünyaÇeviri Haberler
    Yayınlama: 15 Haziran 2025 Pazar 11:25 Kaynak: Haber Merkezi

    Husiler, ABD'nin tepkisini test etmek için ilk başta sembolik operasyonlar düzenleyebilirler.

    Husiler İran'a destek vermek için İsrail'i doğrudan hedef alır mı?

    İsrail'in İran'a yönelik kapsamlı saldırıları, herkesi olduğu gibi Yemen'deki Husi grubunu da şaşırttı. 

    Yemenli politikacılar ve araştırmacılar, bu gelişmeyle Husilerin füze ve SİHA saldırılarını yoğunlaştırmasını veya Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki saldırıları yeniden başlatmasını bekliyor.

    Bu bağlamda Husiler, dün İran'ın saldırılarıyla aynı anda İsral'in Hayfa kentini balistik füzeyle vurduklarını açıkladı. Peki bunun devamı gelir mi?

    Popüler Gazete'nin Ali Rabie imzalı analizden aktardığına göre Husiler, İsrail'in İran'a yönelik devam eden saldırılarına yanıt olarak, örgütün en üst düzey hiyerarşisinden başlayarak siyasi bürosuna ve son olarak liderleri ve aktivistlerine kadar dayanışma açıklamaları yayınladı.

    Husi İktidar Konseyi, İran'ın "pervasız saldırılara kararlı bir şekilde karşılık verme" hakkını teyit etti ve "meşru karşılık verme hakkı" konusunda Tahran'ın yanında olduklarını belirtti.

    Husiler ayrıca, ABD'yi İsrail'in saldırılarından sorumlu tutarak, saldırılarla ilgili sadece bilgi sahibi olmasının onu sorumluluktan kurtarmadığını, aksine olaydaki rolünü kanıtladığını ve bunun hesabını vermesi gerektiğini vurguladı.

    Husi Siyasi Bürosu ise yaptığı açıklamada, İsrail'in İran'ın nükleer programıyla ilgili iddialarının temelsiz olduğunu ve "bölgenin polisi" gibi davranma hakkının olmadığını belirtti.

    Grubun ofisi, İran'ın kendini savunma ve nükleer programını geliştirme hakkına ilişkin tam desteğini teyit etti.

    Diğer yandan, Husilerin lideri Abdulmalik el-Husi, destekçilerini haftalık olarak meydanlarda toplanıp güçlerini göstermeye çağırdı.

    Ayrıca, Gazze'deki Filistinlileri desteklemek için İsrail'e yönelik saldırılara devam etmekle tehdit etti.

    Husiler geçtiğimiz ay İsrail'e düzenledikleri saldırıda, sadece bir hafta içinde 11 balistik füze, hipersonik füze ve SİHA fırlattıklarını, bunların Hayfa, Yafa ve Aşdod'daki önemli noktaları hedef aldığını, bunlardan beşinin de Ben Gurion Havaalanı'na isabet ettiği iddia ettiler.

    Aynı zamanda füzelerden birinin İsrail'in hava savunma sistemini bozduğunu ve saldırıların milyonlarca İsraillinin sığınaklara kaçmasına ve hava saldırısı sirenlerinin çalmasına neden olduğunu vurguladılar.

    Husi lideri, söz konusu saldırılarla İsrail'e hava ablukası uygulamayı, aynı zamanda İsrail gemilerini Kızıldeniz, Aden Körfezi ve Babu'l Mendeb Boğazı'nda engellenmek istediklerini ifade ediyor.

    Talimat bekliyorlar

    Husilerin, İran'ın İsrail'e karşı yürüttüğü savaşta askeri müdahale konusunda henüz bir tutumu olmasa da, Yemenli araştırmacılar grubun Tahran'dan füze ve SİHA saldırılarını yoğunlaştırmak ya da ABD gemileri de dahil olmak üzere Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılara devam etmek konusunda talimat beklediğine inanıyor.

    Yemenli araştırmacı ve akademisyen Faris Bail, konuya ilişkin Şarku'l Avsat gazetesine yaptığı açıklamada, İsrail'in İran'a yönelik kapsamlı saldırısının, Husiler de dahil olmak üzere Tahran'ın tüm vekil gruplarını şaşırttığını dile getirdi.

    Bail, "Husiler karar alma yetkisinden yoksun ve İran onlara bu konuda manevra alanı vermedi. Bu nedenle, şimdiye kadar net bir yanıtları olmadı, bu da talimat bekledikleri anlamına geliyor" diye ekledi.

    Husilerin bir sonraki aşamadaki adımlarının, İran'ın kaderine göre netleşeceğinin alıtnı çizen Bail, "İran ya tüm gemilerini yakacak ve Husileri etraflarındaki her şeyi ateşe vermeye zorlayacak ya da müzakere masasına oturacak" dedi.

    Yemenli araştırmacı, İran'ın Husileri Babu'l Mendeb'in kontrolünü ele geçirmeye ve hatta kapatmaya zorlayabileceğini söylerek şu ifadelerle devam etti:

    "İran'ın kontrolünü sağlamak için dünyayı ekonomik olarak boğmak istiyorlar. Ancak, Husilerin ayrım gözetmeksizin ateş açması, gemilere saldırması ve İsrail'e ve hatta belki bölgedeki üslere veya ikincil hedeflere füzeler fırlatması pek de olası değil."

    Bail'e göre Husiler, her halükarda Irak'taki Haşdi Şabi'nin yakından takip edilmesi ve kuşatma altında olmasından farklı olarak, İran'ın en yetenekli kartı olmaya devam ediyor. 

    Yol ayrımı

    Yemenli siyasi analist Mahmud El Tahir ise, "İsrail'in İran'ın askeri ve bilimsel kurumlarını hedef alan saldırılarının ardından, Husi grubu gerçek bir yol ayrımında bulunuyor" dedi.

    Tahir, Husi grubunun daha önceki yoğunlukta saldırılarını sürdürmesinin pek olası olmadığını, özellikle de doğrudan bir yanıt vermesi halinde liderlerini Hamas ve Hizbullah'ta olduğu gibi İsrail'in hedefi haline getirebileceğinin farkında olduğunu söyledi.

    Tam da beklendiği gibi İsrail medyası dün, Husilerin Genelkurmay Başkanı Muhammed Abdülkerim el-Gamari'ye suikast düzenlendiğini iddia etti. Grup henüz bu haberi teyit etmedi veya yalanlamadı.

    Buna karşılık grubun, İran'ın öfkesini yatıştırmak ve İsrail ile doğrudan bir çatışmaya girmeden "direniş" eksenindeki konumunu korumak amacıyla, gemi saldırılarını stratejik bir askeri hamle yerine sembolik bir şekilde yeniden kullanabileceğini belirtti.

    Tahir böyle bir adımın askeri kazanımlar elde etmekten çok, grubun Yemen içindeki faaliyetlerine hizmet edecek siyasi propaganda olacağının altını çizerek şunları ekledi:

    "Bu tür adımların risklerle dolu olduğunu akılda tutmak önemlidir. Uluslararası nakliyeye yönelik saldırılar, uluslararası toplumu kışkırtabilir ve saflarında artan istihbarat ihlalleri göz önüne alındığında, grubun varlığını tehdit edecek şekilde İsrail'in daha geniş bir tepkisini tetikleyebilir."

    Tahir, Husilerin şu anda Tahran'ı memnun etmeleri ve liderlerini feda etmeden, kendilerinin de çatışmanın bir parçası olduklarına ikna etmeleri gerektiğini söyledi.

    Bu zorlukla karşı karşıya kalan Husilerin, herhangi bir gerçek eylemde bulunmadan hesaplanmış bir gerilime doğru yönelebileceğini de sözlerine ekledi.

    Beklenen gerilim

    Yemenli siyasi analist Ramah Cabri de, İsrail'in İran'ın nükleer ve askeri tesislerine yönelik saldırısı ve üst düzey İranlı askeri liderleri öldürmesinin ardından, Husilerin çok kritik bir durumla karşı karşıya kaldığına dikkat çekti.

    Husilerin İran'ın bir nevi askeri ve ideolojik kolu olduğunu söyleyen Cabri, ABD ile yaptıkları ateşkese göre gemileri hedef almama sözü vermelerine rağmen, Husilerin Tahran'ın direktifleri doğrultusunda hareket etmesinin beklendiğini dile getirdi.

    Cabri, Husilerin Kızıldeniz'de operasyonlarının başlama ihtimali olduğunu vurgulayarak, şu ifadelerle açıklamasını sürdürdü:

    "Husilerin, Babu'l Mendeb'deki uluslararası çıkarlara karşı bir eylemlerine tanık olabiliriz. Muhtemelen Babu'l Mendeb'i kapatmakla tehdit edebilir. Zira İran'ın grubu kurmasının temel amacı budur."

    Cabri'ye göre Husiler, İsrail çıkarlarına saldırı bahanesiyle Kızıldeniz'deki gemileri rastgele hedef almaya başlamalarının, ABD'nin yeni saldırılarına davetiye çıkaracağını biliyor.

    Bu nedenle, ABD'nin tepkisini test etmek için ilk başta sembolik operasyonlar düzenleyebilirler.

    Husi grubunun bir yol ayrımında olduğunu vurgulayan Cabri, "Ya kendi çıkarları ya da İran'ın çıkarları. Husilerin son birkaç yıldır sergilediği tutum, Tahran'ın çıkarlarını kendi veya Yemen halkının çıkarları üzerinde gördüklerini gösterdi" diye ekledi.

     

     

    İlk Yorumu Sen Yaz
    code