Yemen'deki Husiler, geçtiğimiz Pazar günü İsrail'in Ben-Gurion Havaalanı yakınlarına bir füze fırlattı.
Füzenin düştüğü bölgede 15 metre çapında bir çukur oluştu ve bu riskli durum, Tel Aviv'deki Ben Gurion Havalimanı'nda uçuşların askıya alınmasına neden oldu.
Popüler Gazete'nin Jerusalem Post gazetesindan aktardığı analize göre İsrail, bu saldırıları engelleyebileceğini varsayarak, son bir yıldır Husilerin kendisine uzun menzilli füzeler fırlatmasına izin verdi.
İsrail, 2024'te milis gruba karşı misilleme saldırısı başlatmış olsa da, ABD'nin 15 Mart'ta Husilere yoğun hava saldırıları başlamasıyla temelde kenara çekildi.
Ancak Husilerin son saldırıları, oyunun seyrini değiştirebilir.
İsrailli siyasetçiler, her zaman tehdit savursa da, Husileri kolayca durdurulabilecekleri veya caydırılabilecekleri konusundaki belirsizlik sürüyor.
İran destekli Husiler, on yıldan fazla bir süredir güçlü duruşları ve yetenekleriyle Orta Doğu'yu şaşırtmayı başardı.
Husiler zamanla zayıf bir isyancı grubundan, bölgenin güvenliği için önemli bir tehdit oluşturan büyük bir yapıya dönüştü.
Şii mezhebinin Zeydi kolundan olan Husiler, ismini 2004'te ilk isyanı başlatan Hüseyin Bedrettin El Husi'den alıyor.
Ülkenin kuzeyindeki Husi hareketi, Eylül 2014'te başlayan ayaklanmanın sonucunda ülkeyi neredeyse tamamen ele geçirdi.
Suudi Arabistan'ın Husilere yönelik müdahalesi 2015 yılında başlattı. Bu müdahaleye BAE, Sudan, Fas, Mısır ve Ürdün'ün de aralarında bulunduğu birçok ülke destek verdi.
Müdahaleyi destekleyen devletlerin çoğu, kurulan Arap Koalisyonu'nda çok fazla askeri varlık sağlamadı.
Suudi Arabistan ve BAE ağır yükün çoğunu üstlendi, ancak Yemen'de ne yapılacağına dair farklı görüşleri, Husileri nasıl kontrol altına alacakları veya geri püskürtecekleri konusunda da zorluklara yol açtı.
Husiler Şii Müslüman oldukları için, 2015 yılına doğru İran'la bağlantıları daha da arttı. Buna İran'ın kendilerine sağladığı füze ve SİHA için teknoloji desteği de dahildi.
Bunun sonucunda Husiler, Suudi Arabistan'a saldırı tehdidinde bulunmalarını sağlayan balistik füze ve SİHA programı oluşturdu.
Bu bağlamda grup, 2015 ile 2018 yılları arasında Suudi Arabistan'a toplam 83 balistik füze fırlattı.
Suudilerin Mart 2015'te öncülük ettiği müdahalenin planlarına göre "çocuk oyuncağı" olması bekleniyordu. Ancak, Arap Koalisyonu tarafından yürütülen operasyonları çıkmaza girdi.
2017'de Husiler bir Suudi donanma gemisine saldırdı.
Aynı dönemde, ABD'nin eski BM Daimi Elçisi Nikki Haley, Yemen’de Husilerin kontrolü altındaki bölgeden Suudi Arabistan’a atılan füzelerin parçaları dahil olmak üzere, gizliliği kaldırılan deliller paylaştı.
Haley, füze parçalarını gazetecilere göstererek, üzerlerinde İran’da üretildiklerine dair işaretler bulunduğunu belirtti.
2020'de ise BM ve Conflict Armament Research tarafından hazırlanan raporlarda, İranlıların Husilerin SİHA programına dahil olduğu sonucuna varıldı.
Suudiler için sorun, Husilerin İran sistemlerini kullanmaları hakkında artan bilgiye rağmen, Riyad'ın düşmanı dize getirememesiydi.
Suudiler bu konuda bir yenilik yaptı ve Husilere ait SİHA'ları düşürmek için F-15 savaş uçaklarını kullandı.
Suudi hava savunmaları balistik füzeleri etkisiz hale getirdi. Ancak bu yeterli değildi. Husiler Yemen'de ilerlemeye ve güçlerini pekiştirmeye devam etti.
2022'ye gelindiğinde ise Yemen'de kırılgan bir ateşkes vardı. İran'la giderek daha yakın bağlar kuran Çin, Suudi Arabistan'ın çatışmadan kurtulmasına yardımcı oldu.
Çin, 2023'te Suudiler ve İranlılar arasında bir anlaşmaya aracılık etti.
Yemen çatışması daha sonraki süreçte yatıştı. Suudi Arabistan-İran uzlaşmasının bunun bir parçası olduğu açık.
Suudilerin devre dışı kalmasıyla, Husiler 2023 yılında iktidarı sağlamlaştırdı ve Hamas'ın 7 Ekim operasyonunun ardından Gazze'ye savaş ilan eden İsrail'e saldırmaya başladı.
Bunlar SİHA ve füze tehditleriyle başladı ve Karadeniz'deki gemilere yönelik saldırılara doğru genişledi.
Husiler, muhtemelen 2020 gibi erken bir tarihte, İran'dan Shahed 136 SİHA edindi.
Grup, SİHA ve füzelerinin menzilini 2.000 km'nin ötesine uzatabildi. Böylece İsrail'e kadar ulaşabildi.
Kasım 2023'te Husiler, İsrail ile bağlantılı olduğunu iddia ettikleri kargo gemisi Galaxy Leader'a el koydular. Mürettebat 2025'te serbest bırakıldı. Ancak gemi hala tutuluyor.
Grup, Suudilere ve onun liderliğindeki Arap Koalisyonu'na yedi yıl boyunca direndi.
Daha sonra, 2024'te Kızıldeniz'deki seyrüseferi korumayı amaçlayan, ABD destekli "Refah Muhafızı Operasyonu (Operation Prosperity Guardian)" isimli çok uluslu misyona karşı da güçlü bir şekilde direnç gösterdi.
Husiler, 2024 sonbaharı ve kışında İsrail'e yönelik saldırılarını artırdı. İsrail birkaç kez karşılık verdi ancak grup tehditlerini sürdürdü.
Grup, Ocak'tan Mart'a kadar, Gazze'deki ateşkes sırasında kısa bir süreliğine saldırılarını durdurdu.
İsrail, 18 Mart'ta Gazze'ye saldırılara başladığında, Husiler de saldırılarını yeniledi. İsrail'e üç günde dört füze fırlattılar.
Husi grubu hala füze yeteneklerine sahip. Dağlardaki mağaralardan fırlatılan füzeleri ve fırlatıcılarını yok etmek oldukça zor.
Görüldüğü üzere Husiler kırılması zor bir çetin ceviz ve hava gücü onları durdurmaya yetmeyecektir. Peki bunun yerine tedarik hatları kesilebilir mi? Füze depolama tesisleri bulunabilir mi? Muhtemelen. Onları caydırmanın bir yolu olup olmadığını zaman gösterecek.
Diğer yandan, İran'ın geçmişte grubun eylemleri üzerinde bir söz hakkı vardı.
Ancak Tahran, Mart ayında ABD Husileri bombalamaya başladığında gruptan uzaklamış gibi göründü.
Bunun nedeni İran'ın Washington ile yeni bir anlaşma istemesi ve Husilerin eylemlerinden sorumlu tutulmak istememesiydi.
Ayrıca, Husilere yapılan yasadışı İran sevkiyatları da, İran'daki Şehid Recai limanında meydana gelen büyük patlamadan zarar görmüş olabilir.
Husiler çeşitli füze yetenekleri olduğunu iddia ederek, Haziran 2024'te "Filistin" adını verdikleri yeni bir katı yakıtlı rokete sahip olduklarını söylediler. Bunun "hipersonik" yeteneklere sahip iki aşamalı bir füze olduğunu eklediler.
Öte yandan, Husiler tarihi de iyi biliyor. 1960'larda Kuzey Yemen Mütevekkili Krallığı, Mısır'ın Yemen'i işgaline direnmede başarılı olmuştu.
Daha modern Mısır güçleri dağlardaki Kraliyetçileri yerinden edemedi, tıpkı daha modern Suudi güçlerinin 2015'te Husileri yerinden edememesi gibi.
Sonuç olarak, Yemen'in kuzeyindeki engebeli dağlarda yaşayan Husiler, Suudi Arabistan liderliğindeki Arap Koalisyonu'na direndiği gibi, ABD ve İsrail'e de meydan okumaya devam ediyor.