“Filistin'in Mandelası” olarak bilinen Mervan Bergusi Gazze'yi mi yönetecek? pic.twitter.com/z935LrQ5vZ
— Popüler Gazete (@populergazeteTR) October 25, 2025
Filistin direnişinin sembol isimlerinden olan ve ‘Filistin’in Mandelası’ olarak anılan Mervan Bergusi’nin ismi, Gazze’nin yeni yönetiminde yer alabileceğine dair senaryolar ve ABD Başkanı Donald Trump’ın serbest bırakılmasını düşüneceğine dair açıklamalarıyla yeniden uluslararası gündemin merkezine oturdu.
Popüler Gazete’nin Limor Simhony Philpott imzalı analizinden aktardığına göre, İsrail’de birden fazla müebbet hapis cezasına çarptırılan, Fetih liderlerinden Mervan Bergusi’nin serbest bırakılmasına yönelik çağrılar giderek güç kazanıyor.
Destekçileri, Bergusi’yi uluslararası toplum nezdinde meşruiyet sahibi bir figür olarak barış görüşmelerini yürütebilecek “tek güvenilir Filistinli lider” olarak konumlandırıyor.
Kamuoyu araştırmaları da bu tabloyu doğruluyor. Yapılan anketlere göre bugün seçimler yapılsa oyların yaklaşık yüzde 50’sini alarak açık ara birinci olacağı öngörülüyor. Onu yüzde 35 ile Halid Mişal izliyor.
Bu tablo, özellikle Gazze’deki savaşın geleceği, Hamas sonrası olası yönetim senaryoları ve Filistin içi güç dengeleri açısından Bergusi'yi yeniden stratejik bir aktör haline getirmiş durumda.
1959’da Batı Şeria’nın yoksul Kobar köyünde dünyaya gelen Bergusi, İsrail’in 1967 Arap-İsrail Savaşı sırasında Batı Şeria’yı işgal etmeye başladığı dönemde henüz sekiz yaşındaydı.
Ailesine göre siyasi bilinci erken yaşlarda şekillenmeye başladı. Özellikle İsrail askerlerinin köyüne düzenlediği baskınlardan birinde evlerinin önünde duran köpeğini vurulması onda derin bir kırılma yarattı.
Bergusi, Yaser Arafat liderliğindeki Fetih hareketine katıldı. Henüz 18 yaşındayken İsrail güçleri tarafından tutuklandı. İsrailli sorgu görevlileri tarafından işkenceye maruz kaldı.
İsrail'e karşı isyancı faaliyetlere katılmaktan suçlu bulundu ve dört buçuk yılını hapiste geçirdi.
1983’te serbest bırakılmasının ardından Ramallah’a yakın Birzeit Üniversitesi’nde tarih ve siyaset bilimi eğitimi aldı.
Burada öğrenci aktivizmiyle öne çıktı ve kısa sürede Fetih içerisindeki etkisini artırdı.
Aktivist faaliyetleri nedeniyle birkaç kez daha gözaltına alınan Bergusi, 1987’de İsrail tarafından Ürdün’e sınır dışı edildi.
Oslo Anlaşmaları’nın yarattığı siyasi süreç kapsamında 1994’te Batı Şeria’ya döndü ve bu tarihten sonra Arafat’a en yakın isimlerden biri haline geldi.
Oslo sürecinin parça parça ilerleyen müzakerelerle tıkanması ve Filistin'de huzursuzluğun artmasıyla birlikte Bergusi'nin toplumsal etkisi ve popülaritesi hızla yükseldi.
Yaser Arafat 2004 yılında öldüğünde, uzun süredir onun varisi olarak görülen Bergusi, İsrail'in yüksek güvenlikli hapishanelerinden birindeydi.
Bir zamanlar Birinci İntifada'da genç bir aktivist ve ardından İkinci İntifada'da bir lider olan Bergusi, beş İsrailli sivilin ölümüne yol açan saldırıları düzenlemekten suçlu bulundu ve beş kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Bergusi, hücre hapsinden çıktıktan sonra cezaevinde üniversite dersleri vermeye başladı.
2010 yılında siyaset bilimi alanındaki doktorası Kahire Üniversitesi tarafından kabul edildi.
Ailesi ve diğer tutuklulara göre, Bergusi'nin hapishane koşulları, 7 Ekim 2023'ten bu yana kötüleşti.
Kitaplarına el konuldu, yiyecek ve suyu azaltıldı, bunun sonucunda 10 kilo verdi.
Ağustos 2025’te sosyal medyaya yansıyan 13 saniyelik bir görüntüde, İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir’in, Barguti’nin hücresine girerek kendisini tehdit ettiği görüldü.
Filistinli tutsakların sorunlarını ele alan Asra Medya Ofisi'ne göre Eylül ayında ise, sekiz İsrailli gardiyan tarafından bayılana kadar dövüldü. Dayak sonucu bilincini kaybetti ve dört kaburgasında kırıklar oluştu.
İsrail’in Gazze’deki saldırılarını sona erdirmeyi amaçlayan ateşkes görüşmeleri, 20 İsrailli rehine karşılığında yaklaşık 2 bin Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasıyla sonuçlandı.
Ancak İsrail, Hamas'ın verdiği listede yer alan Bergusi'nin serbest bırakılmasını onaylamadı.
Bergusi'nin serbest bırakılması yönündeki çağrılar son 20 yıldır hem Filistin'de hem de dışında sıkça dile getiriliyor.
Uzun zamandır serbest bırakılmasını savunan, Fetih'in siyasi rakibi Hamas liderliğinin de saygısını kazanmış durumda.
Bazı uzmanlara göre Bergusi'nin popülaritesi, Hamas'ın Gazze'yi kontrol etme girişimlerini baltalayabilir ve pragmatizmi İsrail ile barışa yol açabilir.
Ancak aynı zamanda serbest kalması, Hamas'ı güçlü ve İsrail'in en önemli Filistinli tutukluyu serbest bırakmasını sağlayabilecek bir konuma getirebilir.
Bergusi'nin serbest bırakılması, Filistin'in tüm siyasi manzarasını değiştirebilir ve bu değişim, İsrail'in mevcut hükümetinin işine yaramayacaktır.
Gerçek meşruiyete sahip birleşik bir Filistin liderliği, devletleşme talebini güçlendirecek ve İsrail'i diplomasiye geri dönmeye zorlayacaktır.
Bu nedenle başta İtamar Ben-Gvir olmak üzere aşırı sağcı yetkililer için serbest kalması kırmızı çizgi.
Öte yandan, eski Başbakan Şimon Peres, Mossad ve Şin Bet eski yetkilileri gibi bir çok önde gelen İsrailli siyasetçi de serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Birçok Filistinli tarafından Nelson Mandela, bazı İsrailliler tarafından ise bir zamanlar Oslo anlaşmalarına gerçekten inanan pragmatik bir milliyetçi olarak görülüyor.
İbranice'ye hakimiyeti ve İsraillilerle iletişim kurabilme yeteneği, onu uzun zamandır diğer Filistinli figürlerden ayırıyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Time dergisine verdiği röportajda, Filistin direnişinin sembol ismi Bergusi'nin serbest bırakılıp bırakılmayacağına dair bir soruya, "Bu konuda bir karar vereceğim" diyerek yanıt verdi.
Bunun üzerine, İsrailli bakan Ben-Gvir tepki göstererek "Serbest bırakılmayacak ve Gazze'ye liderlik etmeyecektir" ifadesini kullandı.
Öte yandan, Bergusi'nin eşi Trump'a hitaben mektubunda, "Filistin halkının özgürlüğü ve gelecek nesiller için barış için Mervan'ın serbest bırakılmasına yardımcı olun. O, bölgede adil ve kalıcı bir barış hayalini gerçekleştirmemize yardımcı olabilecek bir ortak" diye yazdı.
Mervan Bergusi’nin serbest bırakılması, yalnızca Filistin içindeki popülaritesini güçlendirmekle kalmayacak, Gazze’nin geleceğinde kritik bir aktör olarak ortaya çıkmasına ve olası liderlik senaryolarını yeniden şekillendirmesine de yol açacak.