Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından yapılan açıklamada, Türkiye’nin Hamas’ın rehineleri serbest bırakmasını ve Hamas’ın silahsızlandırılmasını istediği iddialarının doğru olmadığı ifade edildi.
Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından 28-30 Temmuz arasında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan El Suud ve Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot’un eş bakanlık ettiği Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması İçin Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans’a ilişkin açıklama yapıldı.
Konferansın amacının, iki devletli çözümün hayata geçirilmesini teminen somut ve takvime bağlı adımlar içeren bir yol haritası çizilmesi olduğu belirtildi.
Konferansa, Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, Filistin Dışişleri Bakanı Varsen Aghabekian, BM üyesi 122 ülke ile 6 uluslararası kuruluş temsilcisinin katıldığı aktarıldı. Konferans’ta toplam 32 ülkenin Dışişleri Bakanı, 21 ülkenin Bakan Yardımcısı, 2 ülkenin Özel Temsilci seviyesinde, diğer ülkelerin ise farklı düzeylerde temsil edildiği vurgulandı.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM Genel Kurul Başkanı Philemon Yang’ın da hitap ettiği konferansta Türkiye’yi Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz’ın temsil ettiği hatırlatıldı.
Türkiye’nin konferans kapsamında kurulan 8 çalışma grubundan birine (İki Devletli Çözümün Korunması Çalışma Grubu) eş-başkanlık etmesinden ötürü etkinliğin baş aktörlerinden biri olduğu vurgulandı.
Konferans’ta Türkiye’nin verdiği mesajlar
Yapılan açıklamaya göre Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, Yuvarlak Masa Özet Oturumu’nda Türkiye’nin İrlanda’yla birlikte başkanlığını yürüttüğü İki Devletli Çözümün Muhafazası Çalışma Grubu’nun çıktıları ve değerlendirmelerine dair bir hitapta bulunarak İsrail’in Filistinlilere karşı gerçekleştirdiği tüm hukuka aykırı eylemlere karşı acilen harekete geçilmesi, hesap verilebilirliğin sağlanması ve iki Devletli vizyonun korunması gerektiğinin altını çizdi.
Tüm konuşmacıların söz aldığı konferansın ana oturumunda Türkiye adına ulusal beyanda bulunan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yılmaz, Gazze’de soykırımın durdurulması adına acilen kalıcı ateşkese ve kesintisiz insani yardım akışına ihtiyaç duyulduğunu, Gazze’nin geleceğinin Filistin halkının iradesiyle şekillenmesi gerektiğini, Türkiye’nin Gazze’nin yeniden imarını desteklemeye hazır olduğunu, ülkemizin bölgede kalıcı barış, istikrar ve güvenliğin kilidi olan iki devletli çözümün hayata geçirilmesine yönelik tüm girişimleri desteklemeye devam edeceğini, keza, Filistin meselesinin adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme kavuşturulmasının ancak 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin hayata geçirilmesiyle mümkün olabileceğini vurguladı.
Yılmaz, Gazze’de yaşanan insani felaket, özellikle son dönemde insani yardımların dağıtımında yaşanan insanlık ve hukuk dışı İsrail eylemlerine ve Gazze halkının açlıkla sınanmasına dikkat çekmiş, sorunun kaynağının İsrail işgali olduğunu ifadeyle, İsrail’in Gazze’nin tümünden çekilmesine yönelik beklentimizin bir kez daha altını çizdi.
Yılmaz’ın New York’ta ayrıca konferans marjında Fransa’nın ev sahipliğinde 29 Temmuz’da düzenlenen "Gazze’nin Geleceği" başlıklı toplantıya katıldığı hatırlatıldı.
Yılmaz toplantıda, İsrail’in Gazze’de işlediği soykırım suçunun durdurulması ve kalıcı ateşkesin, Gazze’ye kesintisiz insani yardım girişinin ve hesap verilebilirliğin sağlanması için uluslararası işbirliğinin önemini vurguladı.
28 Temmuz’da eş başkanlıklarını Kolombiya ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin yürüttüğü Lahey Grubu’nun toplantısına da iştirak eden Yılmaz, Türkiye’nin Filistin’e destek için attığı adımları özetledi, ayrıca, Lahey Grubu’nun 15-16 Temmuz’da Bogota’da düzenlenen toplantısında ülkelerin katılımına açılan Bogota Ortak Açıklaması’na, kurumlararası inceleme sürecinin ardından 25 Temmuz’da Türkiye’nin gerekli şerhlerle katılmaya karar verdiğini bildirdi.
Konferanstan çıkan sonuçlar
Konferans kapsamında "Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanmasına İlişkin New York Bildirisi" Türkiye dahil 19 eş başkan adına yayımlanırken, 5 Eylül 2025 tarihine kadar tüm üye devletlerin onayına açıldı.
Konferans’ın sonuç belgesi niteliğindeki New York Bildirisi’yle beraber, üye devletlerin önerilerinin özeti mahiyetinde, bağlayıcı olmayacak şekilde formüle edilmiş Bildiri Eki de hazırlandı.
Bakanlık kaynaklarından yapılan açıklamada, "Konferansın önemli sonuçlarından biri, ABD ve İsrail’in yoğun baskılarına rağmen Filistin Devleti’ni henüz tanımayan ülkeler arasında tanıma konusuna bir ivme kazandırmış olmasıdır. Bu çerçevede konferanstan önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin Filistin’i 80. BM Genel Kurulu Yüksek Düzeyli Haftası sırasında (Eylül ayında) tanıyacağını açıklamış, bu şekilde Fransa bu kararı alan ilk G7 ve üçüncü BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi olmuştur. Konferans devam ederken (29 Temmuz’da) Andorra, Avustralya, Kanada, Finlandiya, Fransa, İzlanda, İrlanda, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, San Marino, Slovenya ve İspanya Dışişleri Bakanları bir ortak çağrı yaparak 80. BM Genel Kurulu Yüksek Düzeyli Haftası sırasında Filistin’i tanımayı arzu ettiklerini veya bunu hayırhaklıkla değerlendirdiklerini kaydetmiştir. Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Lammy, konferans kapsamında ülkesi adına yaptığı beyanda ’İsrail hükümeti Gazze’deki korkunç durumu sona erdirmek için harekete geçmediği, askeri harekatını sonlandırmadığı ve iki devletli çözüme dayalı uzun vadeli ve sürdürülebilir bir barışa bağlılık bildirmediği takdirde İngiltere hükümetinin 80. BM Genel Kurulu Yüksek Düzeyli Haftası sırasında Filistin Devleti’ni tanımayı planladığını’ belirtmiştir" ifadeleri kullanıldı.
Türkiye’nin "Hamas’ın rehineleri serbest bırakmasını istediği" iddiası
Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından yapılan açıklamada ayrıca Türkiye’nin "Hamas’ın rehineleri serbest bırakmasını istediği" iddiasının doğru olmadığı belirtildi.
Açıklamada, "8. maddede Hamas’ın rehineleri serbest bırakması gerektiği ifade edilirken, bu adım aynı paragrafta ateşkes anlaşmasıyla birlikte zikredilmektedir. Mısır, Katar ve ABD’nin tarafları çatışmalara kalıcı şekilde son verecek, tüm rehinelerin serbest kalacağı, Filistinli mahkumların bunun karşısında değişileceği, tüm naaşların iade edileceği, İsrail güçlerinin Gazze’den tamamen çekileceği ateşkes anlaşmasının tüm aşamalarının uygulanmasına yönelik çabalarına destek ifade edilmekte ve bu çerçevede Hamas’ın tüm rehineleri serbest bırakması gerektiği belirtilmektedir. Bu beklenti, mevcut müzakerelerin de parçasıdır" ifadeleri kullanıldı.
Türkiye’nin "Hamas’ın silahsızlandırılmasını istediği" iddiası
Yapılan açıklamada, Türkiye’nin "Hamas’ın silahsızlandırılmasını istediği" iddiasının da doğru olmadığı vurgulandı.
Açıklamada, "11. maddede Hamas’ın Gazze’de yönetimini sona erdirmesi ve silahlarını Filistin Yönetimi’ne uluslararası angajman ve destekle, egemen ve bağımsız Filistin Devleti hedefi uyarınca devretmesi istenmektedir. Ülkemizin girişimiyle daha önce silahsızlanma (disarm) ifadesi de yer almakla birlikte, bu ifade hem bildiri metninden hem de ekten çıkartılmış, ayrıca Hamas’ın silahları devretmesi egemen ve bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulması hedefiyle bağlantılandırılmıştır. Bu konudaki görüşlerimiz, yaptığımız beyanla ayrıca kayda da geçirilmiştir: ’Türkiye uzun yıllara dayanan İsrail sicili temelinde, Filistinli silahlı grupların silahlarını teslim etmelerinin, 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve kesintisiz bir Filistin devleti kurulmasına ya da uzlaşı süreci kapsamında Filistinli gruplar arasında varılacak bir anlaşmaya sıkı şekilde bağlı olması gerektiği görüşündedir. Ancak uluslararası toplumun birliğini korumak amacıyla bir kez daha sessizliği bozmadık. Endişemizin üye devletler tarafından ilişkilerinde ve gelecekteki süreçlerde dikkate alınmasını umuyoruz’" ifadelerine yer verildi.
Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?
2025 Eylül ayında 80. BM Genel Kurulu sırasında aynı konuda Devlet Başkanı seviyesinde bir toplantı düzenlenmesi ve bazı ülkelerin Filistin’i tanıdıklarını açıklamaları bekleniyor.