ABD ordusu, son iki aydır Karayip Denizi'nde savaş gemileri, savaş uçakları, bombardıman uçakları, deniz piyadeleri, insansız hava araçları ve casus uçaklarından oluşan geniş çaplı bir askeri güç konuşlandırıyor.

Bu yığınak, bölgeye onlarca yıldır yapılan en büyük askeri konuşlanma olarak değerlendiriliyor.

Popüler Gazete'nin BBC'den aktardığı analize göre, askeri uzmanlar, denizde uyuşturucu operasyonları yürütmek için bu ölçekte bir güce ihtiyaç olmadığını vurguluyor.

ABD Başkanı Donald Trump, CIA’e Venezuela’ya konuşlanma izni verirken, dünyanın en büyük uçak gemilerinden birinin bölgeye sevk edilmesi, Washington’un Karakas’a yönelik yeni bir baskı stratejisi izlediği yorumlarına neden oluyor.

ABD, Venezuela’dan geldiğini iddia ettiği ve "uyuşturucu" ile "narkotik terörist" taşıdığı öne sürülen küçük gemilere yönelik saldırılar düzenlediğini sık sık açıklıyor.

Washington, bu operasyonlarda onlarca kişinin öldürüldüğünü iddia etse de, gemilerde bulunan kişilere ilişkin herhangi bir kanıt ya da ayrıntı paylaşmış değil.

Bu saldırılar bölge ülkelerinde tepkilere yol açarken, uluslararası hukuk uzmanları operasyonların meşruiyetini sorguluyor. 

ABD yönetimi söz konusu operasyonları kamuoyuna “uyuşturucu kaçakçılığına karşı bir savaş” olarak sunuyor.

Ancak askeri varlığın kapsamı ve hedef alınan yöntemler, bunun yalnızca bir güvenlik operasyonu değil, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu iktidardan uzaklaştırmaya yönelik bir psikolojik ve siyasi baskı kampanyası olduğu yönündeki şüpheleri güçlendiriyor.

Uzmanlar süreci “rejim değişikliği girişimi” olarak tanımlarken, Washington'ın askeri yığınağın oluşturduğu baskı ile Venezuela ordusu ve Maduro’ya yakın çevrede “korku” yaratarak, içeriden bir çözülme ya da ihanet sürecini tetiklemeyi amaçladığına işaret ediliyor.

50 milyon dolarlık ödül

ABD yönetiminin Maduro’ya karşı sert tutumu uzun süredir açık bir şekilde ortada.

Trump, Maduro’nun görevden uzaklaştırılmasıyla ilgili “Bu politika üzerinde çalışıyoruz” diyerek olası adımlara kapı araladı.

ABD, 2024 başkanlık seçimlerinin uluslararası gözlemciler ve Venezuela muhalefeti tarafından “özgür ve adil” olmadığı gerekçesiyle Maduro’yu meşru lider olarak tanımadığını ilan etti.

Karakas’taki ABD Büyükelçiliği ise Trump’ın ilk döneminde, 2019 yılında faaliyetlerini durdurdu.