Gazze Hükümeti Medya Ofisi, Cuma günü yayınladığı basın bildirisinde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayı değerlendirdi.

Yapılan açıklamada, Netanyahu'nun Filistin halkına karşı işledikleri savaş suçları ve soykırımı meşrulaştırmak amacıyla sekiz büyük yalan ve onlarca asılsız iddiada bulunduğuna dikkat çekildi.

Popüler Gazete'nin Al Araby Al Jadeed gazetesinden aktardığına göre Gazze Hükümeti Medya Ofisi açıklamasında, Netanyahu’nun sekiz yalanına tek tek yanıt verildi:

1-Rehineler meselesi: Netanyahu, Gazze'deki İsrailli “rehineleri” unutmadıklarını iddia etti. Ancak cinayet, soykırım, kitlesel imha ve zorla yerinden etme eylemleriyle rehinelerin hayatlarını hiçe sayıyor.

2-Uluslararası destek: Netanyahu, 7 Ekim’den sonra dünya liderlerinden geniş destek aldığını öne sürdü.

Fakat Aksa Tufanı Operasyonu'nun hemen ardından verilen bu destek kısa sürdü. Dünya genelindeki ülkelerin çoğu artık soykırıma karşı çıkıyor.

Bu  da, Filistin halkının haklarının uluslararası alanda giderek daha fazla tanınmasına yol açıyor.

3-Kamuoyu baskısı: Netanyahu, uluslararası liderlerin “aşırı İslamcıların baskısına” boyun eğdiğini iddia etti.

Oysa gerçek şu ki, dünya kamuoyu Filistin halkının haklarını tanıyarak geçmişteki hataları düzeltmeye başladı.

4-“Yedi cephede savaş” iddiası: Netanyahu, Gazze dahil “yedi cephede terörizme karşı savaştıklarını” söyledi. Ancak bu sivillere karşı yürütülen bir savaş ve rakamlar da bunu doğruluyor.

Uluslararası kuruluşlar, hayatını kaybeden Filistinlilerin 30 binden fazlası çocuk ve kadın olmak üzere yüzde 94'ünün sivil olduğunu ortaya koydu.

Ayrıca, Gazze Şeridi'ndeki hastane, okul ve altyapı tesislerinin yüzde 90'ında büyük bir yıkım yaşandı.

5-Zorunlu göç çelişkisi: Netanyahu, Gazze sakinlerinin yerinden edilmesini Hamas'ın engellediğini öne sürdü. Ancak aynı konuşmada 700 bin kişinin Gazze’den göç ettiğini belirterek kendi sözleriyle çelişti.

6-Soykırım inkarı: Netanyahu, İsrail’in soykırım yapmadığını savundu.

Oysa İsrail işgal ordusu, yerleşim bölgelerine 200 bin tondan fazla patlayıcı atarak, 20 bini çocuk, 10 bin 500'ü kadın olmak üzere 64 binden fazla sivili öldürdü. Binlerce Filistinli aile nüfus kayıtlarından silindi.

7-İnsani yardım iddiası: Netanyahu, İsrail’in yardım gönderdiğini ancak direnişin bunları çaldığını öne sürdü.

Gerçekte ise, açlık politikasının bir parçası olarak, İsrail hükümeti tarafından Hamas karşıtı suç çetelerine silah ve lojistik destek sağlanıyor.

Bu politika sonucu 147'si çocuk olmak üzere yüzlerce kişi açlıktan öldü.

İşgal ordusu yardım dağıtma gerekçesiyle "ölüm tuzakları" kurarak binlerce kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden oldu.

8-Filistin devletinin tanınması: Netanyahu, Filistin devletini tanıyan ülkelerin “Yahudilerin öldürülmesini teşvik ettiğini” söyledi.

Ancak bu, Filistinlilerin 77 yıllık acılardan sonra meşru tarihi haklarının gecikmiş bir şekilde telafi edildiğini yansıtıyor.

Gazze Hükümeti, Netanyahu’nun BM’deki konuşmasını “uluslararası hukuka göre savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırıma varan suçların sorumluluğundan kaçmak için çaresiz bir girişim” olarak nitelendirdi.

Ayrıca, “yalanların gerçeği değiştiremeyeceği ve dünyanın, İsrail’in aldatmacaya ve sistematik katliamlara dayalı yerleşimci karakterinin farkına vardığı” belirtildi.

Hamas’tan sert tepki

Hamas da Netanyahu’nun konuşmasının ardından yazılı bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, Netanyahu kürsüye çıkmadan önce bazı heyetlerin BM Genel Kurul salonunu terk etmesinin, İsrail’in “uluslararası alanda tecrit edildiğinin” göstergesi olduğu kaydedildi.

Hamas, “Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aranan bir savaş suçlusunun, BM’de her gün Gazze’de ihlal ettiği hak, hukuk ve adalet üzerine ders vermesine izin verilmesi ironiktir” ifadelerini kullandı.

Açıklamada ayrıca, Netanyahu’nun “esirleri önemsediği” iddiasının da gerçeği yansıtmadığı, gerçekten önemsemesi halinde “bombardımanları ve yıkımı durduracağı” ancak bunun yerine ölümlere sebep olmaya devam ettiği vurgulandı.

Netanyahu’nun Hamas’ın “dünyadaki Yahudileri hedef aldığı” yönündeki sözlerinin, Filistin halkını şeytanlaştırmaya dönük sistematik bir kampanyanın parçası olduğu ifade edildi.

Ayrıca, Gazze’de İsrailli esirlere hoparlörlerden Netanyahu’nun konuşmasının dinletilmesinin “sömürgeci zihniyetin göstergesi” olduğu kaydedildi.

Sonuç

Netanyahu’nun BM Genel Kurulu’ndaki konuşması, içerdiği iddialar ve çelişkiler nedeniyle yalnızca Filistin tarafınca değil, uluslararası kamuoyunda da ciddi tartışmalara yol açtı.

Söylemlerinin gerçeklikten kopuk olduğu yönündeki eleştiriler, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını meşrulaştırma çabasının giderek daha az karşılık bulduğunu gösteriyor.

Bu durum, Tel Aviv yönetiminin diplomatik yalnızlığını derinleştirirken, Filistin meselesinin küresel gündemde daha güçlü bir biçimde yer almaya başladığını da ortaya koyuyor.

Özellikle Netanyahu konuşurken bazı heyetlerin salonu terk etmesi, İsrail’in uluslararası arenadaki meşruiyet kaybının somut bir göstergesi oldu.