İran'ın ABD'ye karşı misilleme seçenekleri neler?
ABD geçtiğimiz Cumartesi günü İran'a ait üç nükleer tesise ani bir saldırı düzenleyerek, İsrail'in savaşına doğrudan dahil oldu.
ABD Başkanı Donald Trump, hava saldırılarının İran'ın uranyum zenginleştirme kapasitesini etkisiz hale getirme amacıyla Fordo, Natanz ve İsfahan tesislerini "tamamen ve bütünüyle yok ettiğini" söyledi.
Ancak dağın derinliklerine gömülü ve uçaksavar bataryalarıyla korunan Fordo tesisinin kısmen mi, yoksa tamamen mi yok olduğu henüz belli değil.
Popüler Gazete'nin aktardığı Alex Macdonald imzalı analize göre, Washington'un Tahran'ı saldırılar konusunda önceden bilgilendirdiği ve hedef alınan yerlerin boşaltıldığı öne sürüldü.
Ayrıca, İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stokunun "çoğunun" hedef alınan üç bölgenin dışında güvenli yerlerde tutulduğu bildirildi.
Saldırının ardından İran, misilleme yapma tehdidinde bulunarak, "bölgedeki her ABD askeri ve vatandaşının meşru bir hedef olduğu" konusunda uyardı.
Peki İran'ın misilleme yapmak için önünde hangi seçenekler var?
ABD varlıklarına saldırılar
ABD'nin, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Suriye, Bahreyn ve Irak başta olmak üzere Orta Doğu'da çok sayıda askeri üssü bulunuyor.
Saldırıların ardından İran devlet televizyonunda, bölgedeki her ABD vatandaşı ve askerinin "meşru hedef" olduğu vurgulanarak, Orta Doğu'daki ABD üslerini gösteren bir harita yayınlandı.
İranlı televizyoncu haberi sunarken, "Siz başlattınız, biz bitireceğiz" ifadelerini de kullandı.
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan çekilme
Bazı İranlı milletvekilleri, silahsızlanmayı ve barışçıl nükleer enerjinin kullanımını teşvik eden Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan (NPT) çekilme çağrısı yaptı.
Parlamento Dış Politika Komitesi Başkanı Abbas Golroo, Pazar günü X'te yaptığı açıklamada, ABD'nin İran'a yönelik saldırılarının ülkeye 10. maddeye dayanarak anlaşmadan çekilme hakkı verdiğini vurguladı.
Anlaşmanın 10'uncu maddesinde, "Taraflardan her biri, ulusal egemenliğini uygulayarak, antlaşmanın konusuna giren olağanüstü olayların ülkenin yüksek çıkarlarını tehlikeye düşürdüğüne karar verirse, antlaşmadan çekilme hakkına sahip olacaktır" deniliyor.
Daha önce NPT'den çekilen tek ülke 2003 yılında Kuzey Kore oldu.
İran'ın bölgesel komşuları olan, nükleer silah sahibi Pakistan ve Hindistan ile İsrail, NPT'ye taraf değiller.
İran bu adımı atarsa, nükleer programını hızlandırabilir. Uranyum zenginleştirme oranını % 90’a çıkararak, nükleer silah eşiğine hızla ilerleyebilir.
Hürmüz Boğazı'nı kapatmak
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kuveyt, Katar, Irak ve İran petrolünü Asya pazarlarına ulaştıran Hürmüz Boğazı, dünya petrol ticaretinin yüzde 25'inin ana güzergahı konumunda bulunuyor.
İran daha önce ABD'nin saldırısına yanıt olarak koridoru kapatabileceği tehdidinde bulunmuştu.
İran Dini Lideri Ali Hamaney'in önde gelen danışmanlarından Hüseyin Şeriatmedari, saldırının ardından bu adımın hızla atılması gerektiğini söyleyerek şunları ekledi:
“ABD'nin Fordo nükleer tesisine yönelik saldırısının ardından sıra artık bizde. Hiçbir tereddüt ve gecikme olmaksızın, ilk adım olarak Bahreyn’de konuşlu ABD donanma filosuna füze saldırıları başlatmalı ve eşzamanlı olarak Hürmüz Boğazı’nı ABD, İngiliz, Alman ve Fransız gemilerine kapatmalıyız.”
Boğaz'ın kapatılması kararı, Trump'ın gümrük vergileri politikaları ve İsrail'in Orta Doğu'ya yönelik saldırıları nedeniyle halihazırda sıkıntıda olan küresel ekonomi üzerinde yıkıcı etkilere yol açabilir.
Makroekonomist Philip Pilkington sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Hepiniz, ABD'nin İran'ın nükleer programını devre dışı bırakabileceğini iddia edebilmesi için aşırı yüksek enflasyona hazır mısınız?" diye yazdı.
Doğrudan Misilleme
İran, Hürmüz Boğazı çevresindeki Katar, BAE ve Bahreyn gibi Körfez ülkelerinde bulunan ABD üslerini füze ve SİHA'larla hedef alabilir.
Aynı zamanda, İran Devrim Muhafızları, Hürmüz Boğazı’nda ABD savaş gemilerine karşı taciz ve hatta doğrudan saldırıya kalkışabilir.
Siber Saldırılar
İran, geçmişte ABD'deki bankalara ve altyapılara saldırdı.
Bu kez de enerji altyapısı, havalimanları ve askeri iletişim sistemleri gibi noktalara siber saldırılarla misilleme yapabilir.
Vekil güçlerin seferber edilmesi
Yemen'deki Husiler, Irak'taki Haşdi Şabi ve Lübnan'daki Hizbullah'ın aralarında bulunduğu birçok ülkedeki İran destekli silahlı grupların, bölgedeki ABD varlıklarına misilleme yapıp yapmayacağı merak konusu oldu.
Husi grubundan bir yetkili Pazar günü yaptığı açıklamada, ABD'nin İran'a yönelik saldırılarına yanıt vermelerinin "sadece zaman meselesi" olduğunu söyledi.
Husiler, ABD'nin saldırısından çok kısa bir zaman önce de şu açıklamayı yapmıştı:
"Eğer ABD, İsrail'le birlikte İran’a yönelik bir saldırıya katılırsa, silahlı kuvvetlerimiz Kızıldeniz’deki ABD'nin ticari ve savaş gemilerini hedef alacaktır."
Bu grupların birçoğu, Ekim 2023'te Gazze'ye yönelik savaşın başlamasından bu yana İsrail ve ABD hedeflerine yönelik küçük çaplı saldırılarda bulundu.
İran'ın Suriye iç savaşı sırasında kurduğu, Pakistanlı Şii milislerden oluşan Zeynebiyun Tugayı, İsrail ve ABD hedeflerine karşı savaşa katılmaya hazır olduklarını belirten bir açıklama yayınladı.
Söz konusu açıklamada, "Kanın bizim kanımızdır. Kalplerimiz, ruhlarımız ve düşüncelerimiz sizinle birlikte. Pakistan halkının sizinle omuz omuza olduğunu bilin" ifadesi yer aldı.
Pakistan'daki ABD varlıklarını hedef almaya hazırlandıklarının da altı çizildi.
Diğer yandan Beşşar Esad rejiminin çöküşü, Lübnan'da Hizbullah'ın etkisiz hale getirilmesi ve Hamas'ın Gazze'deki yeteneklerinin azalmasının ardından, şu an sadece "direniş ekseninden" geride kalan Irak ve Yemen'deki milis güçlerden "dayanışma" tepkileri bekleniyor.
Ancak henüz bir adım atılmadığı için ya Tahran bu stratejik kararı uygun zamana saklıyor ya da bu müttefiklerin kendi karmaşık iç koşulları var.
Sonuç olarak İran doğrudan ABD ile savaşmak istemeyebilir ama onu caydıracak ve bölgedeki varlığını riskli hale getirecek her türlü yolu deneyebilir.