Hamas İsrail'i nasıl yendi?
İsrailli askeri analist Avi Aşkenazi, İsrail'in Hamas karşısında yaşadığı yenilginin 7 Ekim 2023 sabahı değil, dokuz yıl önce, 26 Ağustos 2014'te, yani İsrail’in Gazze’ye yönelik 50 günlük operasyonunun sona erdiği tarihte başladığını öne sürdü.
Popüler Gazete'nin Ma'ariv gazetesinden aktardığı analize göre, o günden itibaren İsrail, çevresinde yanıltıcı bir caydırıcılık ve üstünlük miti inşa etti ve bu yanılsama, çöküş anına kadar sürdü.
Bu arada Hamas, bir nevi enkazdan çıkarak gücünü yeniden inşa etti ve bir orduya dönüştü.
Diğer yandan, İsrail, karşısındaki tehdidin boyutunu küçümseyerek ve uyarıları göz ardı ederek iktidar kibrine gömüldü.
Yenilgi tarihi
İsrail, 2014’te Hamas’a karşı zafer kazandığını iddia etti, Hamas’ın aslında "caydırıldığını" ve İsrail’in hava saldırılarıyla kapasitesinin zayıflatıldığını ileri sürdü.
Ancak bu düşünce, gerçekte bir yanılsamadan ibaretti. Aksine, o dönemde Hamas, yaşadığı zorlukları kendi avantajına dönüştürerek stratejik olarak yeniden şekillendi.
İsrail, Hamas’ın içindeki bu değişimi fark etmeyerek, zaferini kutlamakla meşguldü.
Bu süreçte Hamas, tıpkı Hizbullah'ın 2006'daki İkinci Lübnan Savaşı'ndan sonra yaptığı gibi, kendi içinde stratejik olarak yeniden şekilleniyordu.
Hamas, daha önce yalnızca bir direniş hareketiyken, bu dönemde çok daha organize bir askeri güce dönüştü.
Yahya Sinvar ve Muhammed Dayf gibi Hamas liderlerinin de katkılarıyla, örgüt, gelişmiş bir istihbarat teşkilatına, tünel ağına ve gizli iletişim sistemlerine sahip, ulusal bir orduya daha yakın bir yapıya büründü.
Hamas, "İsrail ordusu karşısında direnç göstermek bir yenilgi değil, başlı başına bir zaferdir" farkındalığıyla güç inşasında yeni bir aşama başlattı.
Hamas bir direniş örgütünden gerçek bir orduya dönüştü.
İsrail ise gerçeklikle hiçbir ilgisi olmayan kahramanlık hikayeleri anlattı ve tamamen dönüşmüş bir hareketle karşı karşıya olduğunun farkında olmadan caydırıcılık yanılsaması içinde yaşadı.
İsrail'in yaşadığı en büyük askeri utanç
İsrail, Hamas’ın güçlendiği gerçeğini görmemiş, hatta orduyu zayıf ve dağınık bir yapı olarak değerlendirmişti.
Başbakan Netanyahu, 7 Ekim'den sonra bile Hamas'ı küçümsemeye devam etti ve üyelerini "terlik giyen ve Kalaşnikof taşıyan birkaç Arap" olarak tanımladı.
Bu yanıltıcı düşünce, İsrail’in yaşadığı en büyük askeri utançla sonuçlandı.
7 Ekim 2023 saldırılarının ilk dakikalarında, Gazze Tümeni tamamen çöktü ve Filistinli güçler İsrail’in derinliklerine kadar sızmaya başladı. Ordu ise Hamas'ın operasyonunun büyüklüğünü saatler sonra anladı.
İsrail’in bu tür bir stratejik hazırlıksızlığı, onu tarihinin en büyük askeri hezimetlerinden birine sürükledi.
1973’teki Yom Kipur Savaşı’na benzer bir şok yaşandı; ancak bu kez karşı karşıya olunan tehdit, bir devletin ordusundan değil, küçümsenen bir direniş örgütüydü.
İsrail, teknolojik üstünlüğüyle övünse de, bu avantaj, Hamas’a karşı yeterli olmadı.
Demir Kubbe füze savunma sistemi ve modern savaş uçakları gibi teknolojik silahlar, psikolojik ve zihinsel kusurlarla örtüşen stratejik eksiklikleri telafi edemedi.
Analize göre, bu başarısızlık yalnızca askeri ya da istihbaratla ilgili değil, aynı zamanda devletin yönetim anlayışındaki bir eksiklikti.
İsrail, tehlikeli bir şekilde, krizleri "katlanılabilir bir gerçeklik" haline getirme kapasitesine sahip olduğunu düşünüyordu, fakat bu uzun vadede felakete yol açtı.
İsrail, 7 Ekim saldırıları sonrasında yalnızca 1.954 askerini kaybetmekle kalmadı, aynı zamanda 255 vatandaşının rehin alınmasını önleyemedi ve binlerce yaralı verdi. Savaşın toplumsal, siyasi ve ahlaki yansımaları hâlâ devam etmekte.
İsrail’in karşı karşıya olduğu bu darbe, yalnızca askeri bir yenilgi değil, aynı zamanda devletin yapısal bir krize sürüklenişini de işaret etti.
Yeni bir yenilgi uyarısı
Analize göre, savaşın ardından geçen iki yıl boyunca İsrail’in yalnızca askeri stratejileri gözden geçirmesi yetmeyecek. Devletin ve toplumun yeniden inşa edilmesi gerek.
İsrail, kuzey, güney, doğu ve iç cephelerden gelecek her türlü sürprize karşı hazırlıklı olmalı, ancak bu konuda henüz başarılı olabilmiş değil.
Abluka ve yıkıma rağmen Hamas, sadece askeri değil, aynı zamanda Filistinliler adına uluslararası arenada da önemli bir kazanım elde etti.
İsrail, Birleşmiş Milletler’in tutumları ve Filistin Devleti’ni giderek artan sayıda ülkenin tanımasıyla daha fazla izolasyona uğradı.
Hamas savaşın daha ilk dakikalarında kazandı ve iki yıl boyunca devasa bir askeri makineye karşı koyabilme yeteneğiyle, İsrail'in "caydırıcılık avantajını kaybettiğini" ve yalnızca güçle çözülemeyecek bir varoluşsal ikilemle karşı karşıya olduğunu gösterdi.
7 Ekim 2023 operasyonu, İsrail’in "caydırıcılık avantajını kaybettiğini" ve karşısındaki tehditle başa çıkmanın yalnızca güçle mümkün olmayacağını gösterdi.