Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Gazze’de ateşkes sağlanmasına yönelik görüşmeleri yakından takip ettiğini ifade ederek, "Ateşkes hayata geçsin, insani yardımlar bir an önce başlasın, bu soykırım dursun" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen BRICS Zirvesi sonrasında basına açıklamalarda bulundu.

Konuşmasında Pençe Kilit bölgesinde arama tarama faaliyetleri sırasında şehit olan askerlere başsağlığı dileyerek başkana Bakan Fidan, "Değerli ve şerefli ailelerine de başsağlığı biliyorum. Kahramanlarımızın ruhu şad olsun, onların bize emanet ettiği vatanı en iyi şekilde savunmaya devam edeceğiz" dedi.

BRICS Zirvesine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı temsilen katıldığını ifade eden Bakan Fidan, "Davet edilen ülkeler arasında BRICS’in kendi ülkeleri var, aynı zamanda ortak ülkeler var. bir de Türkiye gibi davet edilen ülkeler var. Türkiye’nin uluslararası duruşu, pozisyonu onun birçok platformda sözünün dinlenmesine, aranmasına sebep oluyor. Bizim tecrübelerimizden, görüşlerimizden istifade etmek isteyen bir uluslararası toplum burada mevcut. Bu seneki G20 Zirvesi Brezilya’nın başkanlığında oldukça verimli geçti diye düşünüyorum. Ana temalar olarak burada geçen seneki G20 Zirvesinde de aslında Brezilya aynı konunun yürütücülüğünü yapmıştı. Bunların başında uluslararası sistemdeki hataların giderilmesi ve uluslararası sistemin yeniden reforme edilmesine yönelik çabalar gelmekte. Diğer taraftan yine bu seneki BRICS’te birdenbire son birkaç yıldır gündemi oldukça domine eden ve gündelik hayata yönelik getireceği değişikliklerin devrim etkisinde olacağı değerlendirmesi yapılan yapay zeka konusunda ciddi değerlendirmelerde bulunuldu ve son olarak iklim değişikliği ve sağlık konularında da oturumlar düzenlendi" dedi.

"Türkiye, her platformda değişiklikleri yakından takip ediyor"

Tüm bu konuların büyük önem taşıdığını ve bu konularda Türkiye’nin duruş ve pozisyonunu ifade ettiklerini vurgulayan Fidan, "Özellikle uluslararası sistemdeki değişikliği, biliyorsunuz Cumhurbaşkanımız bir veciz ifadesiyle tek bir cümleyle ifade ediyor. Aslında dünya 5’ten büyüktür derken buradaki adaletsizliği, eşitsizliği bir cümleyle ifade etmiş oluyor. Tabii bunun uluslararası birçok olaya yansıması var. Onlara da değinildi, onlar da tartışıldı. Yapay zekada biz pozisyon olarak şunu ifade ettik. Özellikle bu teknolojiden bazı ülkelerin azami istifade etmesi, bazı ülkelerin mahrum kalması ve buradaki açığın çok büyük olması bir yapay zeka üzerinden bir hızlı dominasyon etkisi ortaya çıkar mı, ona dikkat çektik. Uluslararası sistemin ve kuruluşların, platformların bu konuda oldukça duyarlı ve hareketli olması gerektiğine yönelik uyarılarımız oldu. İklim değişikliği konusunda bunun ne kadar önemli olduğunu, buna yönelik taahhütlerimize ne kadar bağlı olduğumuzu da ifade ettik. Aslında şu da endişe verici. Masa etrafındaki bütün ülkeler maalesef bu konuda ciddi bir endişe içerisindeler. Biliyorsunuz BRICS üyesi ülkeler dünya nüfusunun neredeyse yarısını, ekonomisinin de yüzde 40’ını oluşturmaktalar. Bizim bugünkü masanın etrafında bir araya gelen ülkelerin yarısı aynı zamanda G20 üyesi ülkelerdi. Türkiye, her platformda değişiklikleri yakından takip ediyor. BRICS’le de yakından ilgilenmeye bu açıdan devam edeceğiz" dedi.

"Retorikte İsrail’i destekleyen ülkelerin sayısı bir elin parmakları kadar"

BRICS bildirisinde İsrail’e yönelik eleştirilerin dikkat çektiği ve bunun uluslararası toplumun İsrail’e yönelik tutumunun değiştiğinin işareti olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği yönünde bir soru alan Fidan, "Esasen bildiğiniz gibi Gazze’deki soykırım zirveye ulaştığı andan itibaren uluslararası sistemde İsrail’i destekleyen bazı aktörler bile kendilerini İsrail’den eskilerin ifadesiyle beri tutmayı, uzakta tutmayı öncelediler. Çünkü İsrail soykırımcı İsrail’le bir arada durmak artık hiç kimseyi iyi durumda göstermiyor. Fakat şu anda İsrail’i destekleyen ülkelerin sayısı yani retorikte bir elin parmakları kadar neredeyse. Bunların başında tabii ki bu politikalara karşı çıkmayan Amerika gelmekte. Fakat uluslararası toplumun neredeyse tamamının retorik olarak politik söylem olarak Gazze’deki olayları lanetlediği, iki devletli çözümü savunduğu bir yerde hala somut olarak bir sonucun çıkmaması işte sistemde tam da bizim arıza diye ifade ettiğimiz konu. Yani düzeltilmesi gereken bu, tartışılması gereken bu. Bunun buna yönelik ciddi tespitler ve çalışmalar var. Bizim de yoğunlaşmamız bu yönde olacak" dedi.

Gazze’de ateşkes çabalarına da değinen Fidan, "Mevcut ateşkes görüşmeleriyle ilgili, ilgili taraflarla görüşmelerimiz devam ediyor. Hamas teklifini, cevabını vermeden önce onlarla birkaç defa görüştük. Bu konudaki görüşlerimizi, Cumhurbaşkanımızın telkinlerini kendilerine ilettik. Bizim her zaman için duruşumuz ateşkesin, barışın ve insani yardımların bir an önce hayata geçmesinden yana. İki devletli çözüme de barışçıl bir çözüm bulunmasından yana. Her ne kadar İsrail bunu giderek yaygınlaştırdığı bir savaşa ve sistematik bir katliama, soykırıma dönüştürse de bunun bir diplomatik bir yolla çözülmesi için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu diğer ortaklarımızla, müttefiklerimizle beraber çalışacağımızı ifade ettik. Burada gördüğüm biraz daha arabulucu arkadaşlarımızın iyimser olduğunu gördüm. Bu sabah erken saatlerde Katar Başbakanıyla da bir görüşmemiz oldu. Onlarla da durum değerlendirmesi yaptık. Şu anda taraflar arasındaki müzakereler Doha’da devam ediyor. Günlük oradan da geri beslemeler alıyoruz. Birkaç gün içinde bir netleşme olur. Ama dileğimiz odur ki ateşkes hayata geçsin, insani yardımlar bir an önce başlasın, bu soykırım dursun" ifadelerini kullandı.

"Nükleer müzakerelerin yeniden başlaması konusunda bir belirsizlik var"

Zirve kapsamında İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile görüşme ve İran ile İsrail arasındaki ateşkesin durumuna ilişkin bir soruya cevabında Fidan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Bundan üç gün önce Hankendi’de Cumhurbaşkanımız Sayın Pezeşkiyan’la buluşmuştu. Orada da Sayın Arakçi vardı. Kendileri Cumhurbaşkanımıza yürütülen nükleer müzakerelerle ilgili bilgi verdiler. Cumhurbaşkanımız orada son durumla ilgili bilgi aldı. Bugün de biz Sayın Arakçi ile bir araya gelerek aslında ateşkesle neredeyiz, nasıl gidiyor, bundan sonraki süreç nasıl cereyan edecek, onun ve bizim bu noktadaki görüşlerimizle bu konudaki değerlendirmeleri karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. Şimdi gördüğümüz şu; an itibariyle ateşkes hala geçerliliğini koruyor. Tarafların buna riayet ettiğini görüyoruz. Ama şu anda bir sonraki adım olan nükleer müzakerelerin yeniden başlaması ve keyfiyeti konusunda bir şu anda belirsizlik var. Burada ortaya konmuş birtakım görüşler var. Ben bundan 4 gün önce Witkoff’la yaptığım görüşmede de bu konu gündeme geldi. Uzun uzun konuştuk. Amerikan tarafının bir takım bu konuda görüşleri var. Onu hem Hankendi’de ECO Zirvesinde hem bugün yaptığımız ikili görüşmede İran tarafına aktarma imkanımız oldu. İran tarafının birtakım anlaşılabilir endişeleri var bir önceki tecrübeden hareketle. Ama dileriz bir an önce bu probleme bir diplomatik çözüm bulunur müzakere yoluyla ve savaş yaygınlaşmaz"

"Ruslar, üçüncü tur görüşmelere hazır olduklarını ifade ettiler"

Ukrayna ile Rusya arasında Türkiye’de üçüncü tur görüşmelerinin yakın bir tarihte gerçekleşme ihtimaline ilişkin bir soru alan Fidan, "Önceki iki tur görüşmeye biliyorsunuz ev sahipliği yaptık. Bu şu ana kadar 4 yıllık savaşta hiç ulaşılmadık neticeleri beraberinde getirdi. Bunların başında şu ana kadar olan rekor sayıda savaş esirinin değişilmesine ve naaşların birbirlerine iade edilmesine yol açtı. Bu açıdan aslında gerçekten Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütülen bu arabuluculuk diplomasisinin insanlık namına ne kadar anlamlı, verimli şeyler üretebileceğinin de bir numunesi oldu. Benim gözlemim her iki taraf da aslında devam eden müzakere süreçlerini, özellikle insani ayağı dediğimiz bu ayağından oldukça memnunlar. Diğer taraftan kalıcı ateşkes veya geçici ateşkes, bu nasıl mümkün olacak, bunun modalitesi liderler zirvesiyle mi olacak, yoksa mevcut müzakere heyetleri bu konuyu hayata geçirebilecek mi, buna yönelik tartışmalar devam ediyor. Tarafların değişik fikirleri var. Bunu daha önceki açıklamalarımda ifade etmiştim. Ukraynalılar kayıtsız şartsız mevcut temas hatları üzerinde hemen ateşkes isterken Ruslar bu geçici ateşkese mevcut ateşkese, birtakım şartlar yerine gelmeden çok sıcak bakmadıklarını ifade ettiler. Bunlar tabii ki tarafların başlangıç pozisyonu. Aslında bizim onlara tavsiyemiz, masa etrafına gelmeye devam ederseniz başlangıç pozisyonları farklı yöntemlerle ve daha olumlu çözümlerle ortada bir yerde buluşulabilir görüşündeyiz. Bu görüşü her iki tarafa da aktarıyoruz. Diğer taraftan liderler zirvesiyle ilgili yeni olan şu eskiye nazaran Sayın Putin dahil herkes aslında bir araya gelme konusunda mevcut muhataplarıyla bir sorun görmüyorlar. Yani Sayın Trump’ın, Sayın Putin’in, Sayın Zelenskiy’in Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde bir araya gelmesi prensibinde bir sorun yok. Ama özellikle Rus tarafının yani görüşmeye gelmeden önce hayata birtakım şeyler geçmeli fikri var. Bu konuda müzakere heyetlerinin biraz daha çalışıp sonuç, neticeler ortaya koyması gerekiyor. Ruslar üçüncü tur görüşmelere hazır olduklarını ifade ettiler. Şimdi Ukrayna tarafının cevabını bekliyoruz. Onlarla da temasımız devam ediyor" dedi.

"Zirve, ikili görüşmeler açısından çok verimli oldu"

Önümüzdeki günlerdeki programına da değinen Fidan, "Uluslararası bu çok taraflı platformlarda, zirvelerde, ikili görüşmeler için de muazzam bir fırsat ortaya çıkıyor. Özellikle yani 30-40 tane ülkenin, BM’de olduğu gibi, bütün ulus devletlerin temsil edildiği platformlarda aslında ikili görüşmeler yapmak için eşsiz bir fırsat. Burada da bugün ifade ettiğiniz gibi birçok arkadaşımla ülke temsilcisiyle bir araya gelme imkanımız oldu. Türkiye’nin gerçek dostu olan birtakım devlet başkanlarıyla burada görüşme imkanımız oldu çeşitli vesilelerle. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile uzun bir görüşmemiz oldu. İran’la oldu, Rusya’yla oldu, Kazakistan’la oldu. Belarus’la oldu. Diğer salonlarda Endonezya, Suudi Arabistan, Malezya liderleriyle görüşme imkanımız oldu. Aslında ikili görüşmeler açısından çok verimli oldu. Tabii zirvenin kendisinin gündemi de yoğundu. Türkiye’nin burada güçlü bir pozisyon sergilemesi önemliydi. Gerek Avrupa ve Batı’da, gerek global güneyde Türkiye sürekli kendi duruşunu, kendi perspektifini, Cumhurbaşkanımızın vizyonunu güçlü bir şekilde ifade etme konusunda oldukça hassas. Bu bizim küresel sorumluluğumuz" dedi.

Pakistan’a gitmek üzere yola çıkacaklarını ifade eden Fidan, "Uzun bir yol. Pakistan’da çok kısa bir süre kalıp oradaki ikili görüşmelerimizi yapıp Malezya’ya hareket edeceğiz. Malezya’da ASEAN toplantısı var. Yine BRICS ortamı gibi ASEAN da bizim yakından takip ettiğimiz bir bölgesel ekonomi platformu. Burada da 12 ülke gerçekten çok güçlü ve dinamik bir ekonomik platform oluşturmakta. Türkiye burayla yakından ilgilenmekte. İnşallah oradaki angajman statümüzü bütün ülkelerin oy birliğiyle yükseltme konusunda ciddi bir çalışmamız var, devam eden. Ve yeniden Asya projemiz vardı, O projeyi de biz artık Asya’ya daimi, kalıcı olarak geri döndüğümüzü ilan ederek başka bir seviyeye taşımış olduk. Çok katmanlı, çok boyutlu bir angajman politikamız var Asya’ya. ASEAN’a gideceğiz. Orada da uzak bir yol. Ama ülkemizin hak ve menfaatlerini her yerde aramak için, savunmak için bunlara katlanmak gerekiyor" diye konuştu.