BM neden Gazze'de kıtlık ilan etmiyor?
Birleşmiş Milletler’in (BM) Gazze'de şu ana kadar resmi olarak “kıtlık” ilan etmemesinin ardında birçok politik, teknik ve diplomatik neden yatıyor.
Popüler Gazete'nin Arap medyasından aktardığına göre kıtlık ilanı, sadece bir insani felaketin varlığına değil, aynı zamanda belli ölçütlerin sağlanmasına da bağlı.
Entegre Gıda Güvenliği Aşamalı Sınıflandırma (IPC) sistemine göre bir bölgede “kıtlık” ilan edilebilmesi için üç kriterin aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor.
Bunlar, hanelerin en az %20’sinin aşırı gıda kıtlığı çekmesi, her 10 bin kişiden günde en az 2 kişinin açlıktan ya da açlıkla bağlantılı nedenlerden ölmesi ve 5 yaş altındaki çocukların en az %30’unun akut yetersiz beslenme içinde olması.
IPC sistemine göre kıtlık, beş aşamadan oluşan akut gıda güvensizliği ölçeğinin en ciddi aşaması olarak biliniyor.
Birinci aşamada gıda güvenliğiyle ilişkili stres etkenleri çok az veya hiç iken, ikinci aşamada bazı insanlar yiyecek bulma konusunda stres yaşıyor.
Üçüncü aşama gıda krizini içerirken, dördüncü aşama "acil durum" olarak kabul ediliyor.
Beşinci aşama ise felaket durumu veya kıtlık olarak görülüyor.
Gazze’nin bazı bölgelerinde bu şartların fiilen karşılandığına dair güçlü göstergeler olsa da, IPC'nin resmi onayı olmadan BM düzeyinde kıtlık ilanı yapılamıyor.
Veri Eksikliği
İsrail’in Gazze’ye uyguladığı erişim yönündeki kısıtlamalar, gazetecilerin yanı sıra uluslararası kuruluşların bağımsız ve kapsamlı veri toplamasını zorlaştırıyor.
BM ve bağlı olan WFP, WHO, UNICEF gibi kuruluşlar, Gazze’nin özellikle kuzeyine erişemiyor.
Veri olmadan kıtlık ilanı yapmak ise uluslararası açıdan hukuki tartışmalar doğurabiliyor.
Siyasi Dengeler
Kıtlık ilanı, sadece teknik değil aynı zamanda siyasi sonuçlar da doğuran bir adım olarak görülüyor.
Bu ilanla, İsrail’in yardımları engellemesi ve sivil altyapıya yönelik saldırıları daha doğrudan suçlanabilir.
Böyle bir ilan ayrıca uluslararası baskıyı artırabilir ve İsrail'e karşı yaptırım çağrılarını güçlendirebilir.
Bu da BM içindeki dengeleri, özellikle ABD ve İngiltere gibi ülkelerle ilişkileri sarsabilir.
Alternatif uyarılar
BM ve diğer kuruluşlar şu ana kadar kıtlık ilanı yapmamış olsa da, "felaket düzeyinde açlık, insani çöküş, sistematik aç bırakma" gibi ifadelerle Gazze'deki durumu duyurdu.
Bu da, kıtlık ilanının henüz resmileşmediğini ancak yakın olduğuna dair uyarıların sürdüğünü gösteriyor.
Kıtlıkla ilgili yardım çağrısı
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından görevlendirilen en az 11 uzman, 9 Temmuz 2024'te Gazze'deki kıtlıkla ilgili yardım çağrısı yaptı.
Söz konusu açıklamada, "İsrail'in Filistin halkına yönelik kasıtlı ve hedefli açlık kampanyasının bir tür soykırım şiddeti olduğunu ve Gazze genelinde kıtlığa yol açtığını ilan ediyoruz. Uluslararası toplumu, insani yardımların kara yoluyla ulaştırılmasına öncelik vermeye, İsrail'in ablukasının sona ermesine ve ateşkes sağlamaya çağırıyoruz" ifadeleri yer aldı.
BM kıtlık ilan ederse ne olur?
BM’nin Gazze’de resmi olarak “kıtlık” ilan etmesi, hem siyasi, hem hukuki, hem de insani yardım açısından büyük etkilere neden olur.
Bu adım, bir yandan küresel baskıyı artırırken, diğer yandan da İsrail’in politikalarını doğrudan sorgulatacak ciddi sonuçlar yaratır.
İsrail’in "aç bırakma" eylemleri savaş suçu kapsamına girer
Kıtlık ilanı, aynı zamanda bunun “insan eliyle yaratılmış bir felaket” olduğu tespitini de içerir.
Eğer BM, Gazze’de kıtlığın abluka, yardımların reddi, altyapının yok edilmesi gibi kasti engellemelerle oluştuğunu belirtirse, bu Roma Statüsü uyarınca savaş suçu ya da insanlığa karşı suç kategorisine girer.
Bu da, İsrail ve liderlerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) nezdinde yargılanma riskini artırır.
Diplomatik Baskı
Kıtlık ilanı, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok devletin daha yüksek sesle İsrail’e baskı yapmasına neden olur.
İsrail'e yönelik silah ambargosu, ekonomik yaptırımlar veya diplomatik izolasyon çağrıları hızlanabilir.
Bu aynı zamanda ABD'nin İsrail'e desteğini açıklamakta daha zorlanmasına yol açabilir.
İnsani Yardım Zorunluluğu Oluşur
Böyle bir durumda, BM ve WFP, UNICEF, WHO gibi ona bağlı kuruluşlar için Gazze’ye yardım ulaştırmak yasal bir zorunluluğa dönüşür.
Kıtlık ilanı, yardımların engellenmesini de savaş suçu sayacağından, koridorlar açılması yönünde daha güçlü diplomatik adımlar atılmasını sağlar.
Askerlerin korumasında Gazze'ye yardım konvoylarının girişi ve hava yoluyla gıda atılması gibi çözümler gündeme gelebilir.
Kamuoyu Etkisi
“Kıtlık” ilanı, medya için güçlü ve dramatik bir eylem olduğu için bu tüm dünyada gündeme gelir.
Sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, entelektüel çevreler ve gençlik hareketleri daha aktif şekilde faaliyete geçer.
Dünya çapında Gazze’ye yönelik destek artar, İsrail’in imajı ise ciddi darbe alır.
Sonuç olarak, dünyanın dört bir yanındaki akıllı telefonlara gerçek zamanlı bilgi aktarılan bir çağda, İsrail'in Gazze'ye dayattığı ölümcül düzeydeki açlık apaçık ortada.
Nazi toplama kamplarındaki Yahudileri andıran zayıflamış Filistinlilerin görüntüleri, İsrail tarafından abluka altına alınan Gazze'deki çaresizliği gözler önüne seriyor.
Dünya Gıda Programı'na (WFP) göre, yaklaşık 90 bin çocuk ve kadın yetersiz beslenme nedeniyle acil tedaviye ihtiyaç duyuyor.
Gazze Sağlık Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısının 80'i çocuk olmak üzere 101'e yükseldiğini duyurdu.
Uluslararası kuruluşlar ise en kötüsünün henüz yaşanmadığı konusunda uyararak, açlıktan bayılanların sayısının arttığına ve can kaybının kitlesel olabileceğine dikkat çekiyor.