Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile ABD Başkanı Donald Trump arasında 14 Mayıs'ta Riyad'da gerçekleşen kısa ama önemli görüşme, Washington ile Şam arasındaki ilişkilerde önemli bir değişime işaret etti.

Şara, Trump ile el sıkışarak, ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımların kaldırılmasını sağlayarak ve ikili ilişkileri en üst düzeye taşıyarak, devrik lider Beşşar Esed'in 20 yıldan uzun süredir başaramadıklarını altı ayda başardı.

Popüler Gazete'nin İbrahim Hamidi imzalı analizden aktardığına göre Esed'in temsilcileri ile Beyaz Saray yönetimleri arasında yıllar süren gizli görüşmelere ilişkin sır perdesi aralandı.

Al Majalla gazetesinin resmi belgelere, toplantı tutanaklarına, Batılı ve bölgesel yetkililerle yapılan görüşmelere dayanan araştırması, Esed'in hem Trump'ın ilk döneminde (2017-2021) hem de eski Başkan Joe Biden'ın iktidarı sırasında (2021-2025) Beyaz Saray'la diyaloğu ilerletmek için birçok fırsata sahip olduğunu ortaya koydu.

Ancak Esed'in inatçılığı, yanlış hesaplamaları ve ilgisizliği, bu şansların boşa harcanmasına yol açtı ve onun adına diplomatik kanalları yeniden açmaya çalışan Arap ve bölgesel arabulucuları hayal kırıklığına uğrattı.

Dikkat çekici bir şekilde, bu çabalar Esed'in 8 Aralık 2024'te Moskova'ya kaçmasından sadece birkaç gün önce bile devam etti.

Esed'in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında olası bir görüşmeyi arabuluculuk etme çabalarına karşı erteleme ve küçümseyici tavrına dair bir tablo da ortaya çıktı.

Ancak sonunda, Esed'in ordusunu yenen, Türkiye destekli Suriye muhalefeti oldu. Esed'in Erdoğan'la görüşmeme konusundaki uzlaşmazlığı, rejiminin çöküşüne ve Rusya'nın daha sonra bu desteğini çekmesine katkıda bulundu.

Trump'ın ilk dönemi

Trump'ın ilk döneminde, Esed hala kuşatılmış hissediyordu. ABD güçleri kuzeydoğuda, Rus birlikleri batıda, Türk güçleri kuzeyde ve İran milisleri ülke çapındaydı ve İsrail hava saldırıları Suriye genelinde devam ediyordu.

2017 sonlarında Trump yönetimi, 2012'den beri kayıp olan ABD'li gazeteci Austin Tice'ın serbest bırakılmasına odaklanarak, Şam ile görüşmeler için zemin hazırlamaya başladı.

Bu hamle, Trump'ın aylar önce, rejiminin o dönemde İdlib'deki Han Şeyhun'a yönelik kimyasal saldırısına misilleme olarak Esed'e suikast düşünmesine rağmen gerçekleşti.

Ancak dönemin Savunma Bakanı James Mattis suikast planına karşı çıktı, bu nedenle ABD-İngiltere-Fransa ortak hava saldırıları bunun yerine rejime bağlı kimyasal silah tesislerini hedef aldı.

Trump, dönemin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'dan Tice'ın serbest bırakılmasını sağlamak için görüşmeler başlatmasını istedi.

ABD elçisi Roger Carstens, Suriye Ulusal Güvenlik Direktörü General Ali Memlük ile bir kanal kurmak için 2020 baharında Beyrut'a gitti.

Ancak Şam görüşme talebine, ABD güçlerinin Suriye'den tamamen çekilmesi, yaptırımların kaldırılması ve diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması gibi katı koşullar öne sürdü.

Ağustos 2020'de ise, Carstens'in Yardımcısı Stephen Gillen, Suriye'nin BM Büyükelçisi Bassam Sabbagh'a ulaştı.

Esed, Sabbagh'a Gillen ile görüşmesi için talimat verdi ancak sadece dinledi ve yanıt vermedi.

Şam ziyareti

Carstens ve dönemin ABD Başkanlık Danışmanı ve Terörle Mücadele Kıdemli Direktörü  Kash Patel, Ağustos 2020'de Şam'ı ziyaret etti ve burada Memlük ile görüştü.

Memlük'e, Tice ile ilgili yeni bilgiler ortaya çıkarsa Pompeo'nun Şam'ı ziyaret edebileceğini ve hatta önemli siyasi açıklamalarda bulunabileceğini söylediler.

Ancak Esed'in talimatları açık ve esnek değildi, "Austin Tice hakkında hiçbir şey bilmiyoruz ve o bizim gözetimimizde değil" dedi.

Konuya yakın bir kaynak şu yorumu yaptı: "Esed gerekli öngörüye sahip olsaydı, Trump yönetimiyle köprüler kurmak için bundan yararlanabilirdi. Bunun yerine, diğer birçok fırsatı olduğu gibi bu olağanüstü fırsatı da heba etti."

Bunun ardından Lübnan eski Genel Güvenlik Müdürü Abbas İbrahim, özel bir ABD jetiyle Washington'a gitti ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien da dahil olmak üzere üst düzey yetkililerle görüştü.

Ancak bu ziyareti sırasında İbrahim, Trump'ın "Esed'i öldürmeyi" düşündüğünü açıkça söylemesi nedeniyle şaşırdı.

Memlük daha sonra Washington'daki İbrahim ile temasa geçti ve ona Esed'in emriyle tüm görüşmeleri derhal durdurmasını söyledi.

Biden'ın deneme sırası geldi

2021'de ise İbrahim, Austin Tice'ın akibetini ortaya çıkarmak için ABD'nin talebi üzerine arabuluculuk çabalarını yeniden başlattı.

Tice'ın annesi, ABD yönetimine harekete geçmesi için baskı yapıyordu. Biden tüm danışmanlarına davayı çözmek için mümkün olan her şeyi yapmaları yönünde bir talimat verdi.

Ancak İbrahim'i şaşırtan şey, Esed'in ABD heyetini kabul etmeyi reddetmesiydi.

2022'ye gelindiğinde ise Suriye Arap Birliği'ne geri döndü, Esed 2023 ortalarında Cidde'deki Arap Zirvesi'ne katıldı.

2022'de Carstens, yardımcısını Suriye'nin BM Büyükelçisi Bassam Sabbagh ile görüşmek üzere New York'a gönderdi.

Elçi, Sabbagh'ı işbirliğinin faydaları konusunda ikna etmeye çalıştı. Sabbagh bunu Şam'a iletti, ancak kendisine Esed tarafından "iş birliği yapmama" talimatı verildi.

İletişimi desteklediği bilinen Sabbagh, Esed'in pozisyonunu tuhaf ve anlaşılmaz buldu" ancak yine de uydu. Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad da Suriye'nin bir fırsatı kaçırdığını düşünüyordu.

Umman kanalı

2022 sonlarında, bu kez Umman Sultanı Heysem bin Tarık, Esed'e ulaştı ve ABD'lilerin diyalog başlatma isteğini görüştü.

Esed uzlaşmazlığı, sınırlı stratejik vizyonu ve Washington ile herhangi bir temasa karşı düşmanlığıyla biliniyordu.

Yine de, Umman Sultanı'nın kişisel bir isteğini reddetmesi zordu, bu yüzden Esed isteksizce de olsa kabul etti.

ABD'liler, Ummanlı arabuluculara heyetlerinin üst düzey olacağını, Ulusal Güvenlik, Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, İç Güvenlik Bakanlığı ve CIA'den temsilcileri içereceğini söyledi.

Doğal olarak ABD'lilerin, Suriye'nin benzer rütbede bir heyet göndereceğini varsaydılar.

Bunun yerine, Esed, Büyükelçi İmad Mustafa'yı bu göreve atadı. Kendisine iki güvenlik görevlisi eşlik ediyordu. Yani ABD heyeti ile hiçbir eşitlik veya denklik yoktu.

Dışişleri Bakanı Mikdad, bu durum kendisine söylendiğinde "utanç duydu" ancak Esed'e Suriye heyetinin diplomatik açıdan zayıf olduğunu açıklamakta zorlandı.

Yine de Mikdad, diplomatik açıdan zayıf bir heyet göndermenin Washington'da açık bir küçümseme işareti olarak görüleceği konusunda uyardı.

Maskat'a hazırlık

Endişeleri duyan Büyükelçi Mustafa, heyetin Suriye'nin iktidar yapısı içindeki üst düzey bir isim tarafından yönetilmesini önerdi. Ancak Mikdad bunu Esed'e önerdiğinde, "Heyet benim dediğim gibi olacak, hiçbir değişiklik olmayacak" yanıtını aldı.

Batılı bir yetkiliye göre ABD'liler bunu samimiyetsizliğin bir işareti olarak gördü.

ABD'liler Ummanlılar aracılığıyla, General Memlük'ün Suriye heyetine liderlik etmesini istediler.

Esed, "Biz ABD heyetine karışmadık. Onlar neden bizimkine karışsın?" diyerek karşı çıktı. 

Müzakere pozisyonu

Mustafa'nın ofisinde toplanan Suriyeli ekip, Konoko ve Ömer petrol ve gaz sahalarının kontrolün yeniden ele geçirilmesi, yaptırımların hafifletilmesi ve Suriye'nin kuzeydoğusundan ABD güçlerinin geri çekilmesi gibi hedeflerini listeledi.

Ayrıca, Suriye'deki kayıp ABD'lilerin akibetini belirlemeye yardımcı olmak dahil, terörle mücadele konusunda iş birliği yapmak ve istihbarat iş birliğinin yeniden başlaması gibi olası tavizlerini de belirlediler.

Heyetin yolculuğundan bir gün önce, Esed Mustafa'yı saraya çağırarak şunları söyledi:

"ABD'lilerle müzakere edeceğini düşünme. İstedikleri her şeyi reddedeceksin. Biz bu görüşmeleri yalnızca Ummanlı kardeşlerimizi memnun etmek için kabul ettik."

Mustafa ise "Bu turdaki talepleri Austin Tice. Neden en azından bu konuda onlarla işbirliği yapamıyoruz?" dedi.

Ancak Esed kesin bir tavır takındı. "Tice hakkında ABD tarafıyla müzakere etmenizi kesinlikle yasaklıyorum" dedi.

Toplantı zamanı

22 Şubat 2023'te Suriye heyeti, ABD'lilerle buluştu.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin Ortadoğu ve Afrika Direktörü Brett McGurk, Austin Tice konusunda iş birliğinin önemini vurguladı ve bunun Suriye-ABD ilişkilerini yeniden şekillendirebileceğine dikkat çekti.

Mustafa ise konuya gelmeden Suriye-ABD ilişkileri, uluslararası diplomasi, Arap-İsrail çatışması, terörle mücadelede iş birliği ve Orta Doğu'daki siyasi dinamikler gibi konularla lafı geçiştirdi.

Ancak McGurk, "Austin Tice'ın Suriye güvenlik güçlerinin eline düştüğünü ve gözaltına alındığını biliyoruz. Ayrıca kaçmayı başardığını, bizimle iletişime geçtiğini ve kısa bir video mesajı gönderdiğini ve ardından ortadan kaybolduğunu da biliyoruz. Belki şu anda sizin gözetiminizdedir, belki silahlı bir grup tarafından öldürülmüştür, belki de sizin güçleriniz ile muhalefet arasındaki çatışmalar arasında gözaltında ölmüştür. Biz suçlama yapmak için burada değiliz. Sadece onun akibetini ortaya çıkarmak istiyoruz. Sizden beklediğimiz iş birliği budur" diye bir kez daha vurguladı.

Beklenmeyen teklif

McGurk, "Ömer ve Konoko petrol sahalarından çekilmeye ve Austin Tice'ın kaderini ortaya çıkarmada bizimle işbirliği yapmanız koşuluyla buralarda kontrolü yeniden ele geçirmenize izin vermeye hazırız" diye bir teklifte bulundu.

Ancak bunun iki koşula bağlı olduğunu şu ifadelerle vurguladı:

"Birincisi, özellikle İran Devrim Muhafızları ve Haşdi Şabi boşalan bölgelere giremez. İkincisi bu topraklar, güçlerimize yönelik havan veya Katyuşa roket saldırıları için fırlatma rampası olarak kullanılmamalıdır. Eğer bu gerçekleşirse, bu alanları yeniden işgal etmek zorunda kalırız."

Ummanlı arabulucular teklifi "cömert" olarak değerlendirdi. Suriye, ciddi bir petrol sıkıntısıyla karşı karşıyaydı, ekonomisi neredeyse çökmüştü ve halk benzeri görülmemiş düzeyde bir yoksullukla boğuşuyordu.

Ancak Mustafa, hiçbir konuda müzakere etmemesi yönünde kesin talimatlar almıştı.

Her iki taraf da kendi liderleriyle görüşmeyi kabul ederek üç hafta sonra, Mart ayında Maskat'ta yeniden bir araya gelme konusunda anlaştı.

Özel toplantı

Aynı gün öğleden sonra McGurk, Mustafa'dan özel bir görüşme talep ederek şunları söyledi:

"Bu akşam Maskat'tan ayrılıp doğrudan Tel Aviv'e gidiyorum. Yarın sabah Netanyahu ile bir toplantım var. Bana İsrail-Suriye barış görüşmelerinin yeniden başlatılması olasılığı hakkında ne söylerdiniz? Bu görüşmeleri yeniden canlandırmak, Kongre üyeleri ve Suriye ile herhangi bir yakınlaşmaya karşı çıkan ABD yönetimindekiler üzerinde önemli bir olumlu etki yaratabilir."

Mustafa ise, "Üçüncü bir tarafı dahil etmeden önce ikili sorunlarımızı çözmemizi öneririm" diye yanıtladı.

McGurk daha sonra WhatsApp üzerinden konuşmaya devam etmek istedi, Mustafa ile birbirlerinin numaralarını kaydettiler.

Mustafa Şam'a döndüğünde, Esed'e toplantının ayrıntılarını içeren 20 sayfalık bir rapor sundu.

Esed, ABD'lilerle, ABD güçlerinin Ömer ve Konoko petrol sahalarından çekilmesi hakkında görüştüklerini öğrenince öfkelendi.

McGurk ve Mustafa arasındaki kişisel iletişim bilgilerinin verilmesine de ayrıca sinirlendi.

Esed, Mustafa'ya McGurk'ün numarasını silmesini emretti ve daha fazla doğrudan temasa girmemesi konusunda uyardı.

Esed'in öfke nöbetleri

Toplantıdan üç gün sonra Gillen, Suriye'nin BM Temsilcisi Bassam Sabbagh'a ABD'nin Maskat görüşmelerini "çok iyi" olarak değerlendirdiğini ve devam ettirmek istediğini belirten bir mesaj gönderdi.

Esed ise görüşmelerin elle tutulur bir sonuç vermediğini ve ikinci bir tura gerek olmadığını söyledi.

Haftalar sonra, havan topları Suriye'nin kuzeydoğusundaki ABD güçlerinin yakınına defalarca düştü.

McGurk, Mustafa'ya mesaj atarak, bunun sonuçları konusunda uyardı ve tüm iyi niyeti yerle bir ettiklerini söyledi.

Ancak Mustafa, iletişim bilgilerini sildiği için bu mesajları hiç görmedi ve bunlar cevaplanmadı.

Ummanlılar bir kez daha Şam'a özel bir elçi göndererek yeni görüşme teklifinde bulundu.

Washington, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ı göndermeyi önerdi ve Suriye heyetine General Ali Memlük'in liderlik etmesini önerdi.

Esed daha fazla öfkelendi ve 'Heyetimize kimin başkanlık ettiği onların işi değil' dedi.

Umman Sultanı bir kez daha araya girerek doğrudan Esed ile konuştu ve Esed  istenilen heyeti göndermeyi gönülsüzce kabul etti.

Suriyeliler, 23 Mayıs 2023'te ABD'lilerle ikinci bir toplantı için Maskat'a döndü.

Maskat'taki delegeler, görüşmelerin anlamsız olduğunu, Esed'in anlaşılmaz bir şekilde inatçılığı sürdürdüğünü ve müzakerelerin sadece Ummanlıları memnun etmek için atılan bir adım olduğunu vurguladı.

BAE dahil oluyor

Bu dönemde McGurk söylemini sertleştirerek, "Austin Tice sorununu ele almak istemiyorsanız hiçbir ayrıntıyı tartışmanın bir anlamı yok" dedi.

Mustafa yine, kafa karışıklığı ve Tice'ın kaybolmasının gerçek koşullarına dair içgörü eksikliği nedeniyle konuyu geçiştirdi.

Tek bildiği, Esed'in konuyla ilgili herhangi bir sohbete girmeyi  reddetmesiydi. Toplantı hızla sona erdi.

İkinci toplantının çökmesinin ardından, ABD ile Suriye arasındaki tüm iletişim kanalları kapandı.

Bunun ardından BAE, Ocak 2024'te ABD'liler adına arabuluculuk teklif etti.

Esed, Mikdad'a toplantıyı kabul ettiğini ve daha üst düzey bir heyet göndereceğini söyledi.

Ancak ABD'lilerin toplantıda Memlük'ün olması konusundaki ısrarına öfkelendi. Esed daha sonra Memlük'ü aniden görevden aldı ve onu başkanlık sarayında güvenlik danışmanı yaptı.

Eylül 2024'te Umman bir kez daha müdahale ederek Washington ile Şam arasındaki diyaloğu yeniden canlandırmaya çalıştı.

Aynı sıralarda Esed, Memlük'ü tüm görevlerinden aldı ve ona ofisini boşaltması için sadece birkaç gün verdi.

Esed'in devrilmesi

26 Kasım'da, Dışişleri Bakanı olarak yeni atanan Sabbagh, Suriye'nin BM Büyükelçisi Kusay El-Dahhak'a Gillen'le bir toplantı ayarlaması talimatını verdi.

2 Aralık'ta New York'taki Suriye misyonunda görüşmeleri gerekiyordu, ancak o zamana kadar olaylar dramatik bir hal almıştı.

Suriye'de, Ahmed Şara liderliğindeki Heyetu Tahriru'ş Şam (HTŞ), Esed ordusuna karşı askeri bir operasyon başlattı ve Halep'i nispeten kolay bir şekilde ele geçirdi.

2 Aralık'ta Gillen ortalıkta görünmedi ve Dahhak ile iletişime geçme girişiminde bulunmadı.

Bu sessizlik, ABD ile Esed rejimi arasındaki uzun ve duraksayan diyaloğun sonuna işaret etti.

Muhalifler 8 Aralık'ta Şam'a girmeden önce Esed'in ordusu hiç direniş göstermeden dağıldı.

Bundan tam beş ay sonra Trump, Riyad'da Şara ile bir araya geldi, bu bir dönüm noktasıydı.

Suudi arabuluculuğunda gerçekleşen görüşme, tarihi bir duyuruyla sonuçlandı.

ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımlar sona erdi ve ikili ilişkiler resmen yeniden kuruldu.

Tüm bunlar, Esed'in inat ve kibri bırakıp uyumlu davranması halinde elde edebileceği ödüllerdi.